Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

12 Haziran 2010 Cumartesi

Kupada İlk Gün


Herhangi bir şeyden zevk almayı bildikten ve istedikten sonra o şey size dünyanın en keyifli olayı gibi gelebilir. 2010 Dünya Kupası'nda hiç heyecan vaadetmeyen maçlar olmasına rağmen geçmiş kupa öykülerini okuyup o ülkenin hikayelerini öğrendikten sonra büyük keyif alabilirsiniz. Maça yalnızca maç olarak bakmamak lazım. Dünya Kupası atmosferi çok farklı. Misal, Uruguay ile Fransa arasındaki maç feci sıkıcı geçmesine rağmen benim için değişik tatların olduğu bir maç oldu. Lugano ile Toulalan arasındaki atışma, Henry'nin top Uruguay defansından birinin eline çarptığı pozisyonda penaltı istemesi ama Kuzey İrlanda maçını hatırlayıp mahçuplaşması, kupanın daha ikinci maçında kırmızı kartın çıkması gibi olaylar renkli şeyler.

Ancak yine de keyif kaçıran bazı olaylar var. Misal vuvuzela. Güney Afrika halkına bu adetlerinden ötürü büyük saygı duymakla beraber neden 90 dakika boyunca susmadıklarını anlamış değilim. Tamam, 20 dakikada bir kendi gelenek göreneklerini, evsahibi olduğunu ve rahat davranma lüksünün olduğunu izleyicilere hatırlatırsın ancak bütün maç boyunca susmamanın mantıklı bir sebebi yok. Maç izliyorum, annem televizyon mu bozuldu oğlum diye soruyor. Yok diyorum anne ses maçtan geliyor...

Diğer sinir bozucu olay ise Ömer Üründül. Vuvuzela'ya evet ama Ömer Üründül'e hayır. 15 dakikalık arada bile vuvuzela çalsınlar ama Ömer Üründül yorum yapmasın, ben razıyım. Güney Afrika 1-0 önde, sakallarını sevdiğim "Meksika bir gol bulamazsa bu maçı kaybeder" diyor. Allah Allah... Bak sen şu işe...

Kupa boyunca her şeyi bu blogda paylaşırız efendim, iyi seyirler.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Blog Arşİvİ

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.