Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

19 Haziran 2010 Cumartesi

2010 Dünya Kupası'nda 8. Gün


Almanya 0 - 1 Sırbistan

Almanya - Sırbistan maçının ancak son 15 dakikasını izleyebildim. Çok şey kaçırmışım! Almanların Hakan Şükür'ü Miroslav Klose ortasahada gereksiz bir ikinci sarı karttan atılmış, 1 dakika sonra Jovanovic klas bir gol atmış, Podolski abimiz 3 dakika içerisinde iki net pozisyonu kaçırıp bir de penaltıyı atamamış. Avustralya'ya 4 tane sallayan Almanya sanırım daha sert bir takım karşısında aynı etkinliği gösteremedi. Mesut Özil fizik olarak düşmüş diyorlar. Son 15 dakikada benim gördüğüm kadarıyla 3-4-1 taktiğiyle oynadı Almanya. Sağlı sollu yüklendiler ancak golü bulamadılar. Sırbistan ise turnuvadaki ikinci golünü de az kalsın yine bir penaltıdan yiyecekti. Ben Radomir Antic olsam bu penaltıyı tekrar tekrar izletir, o tarz toplarda defans oyuncusunun elini mümkünse şortun içine sokması gerektiğini söylerim. Aynı pozisyon, aynı hareket ve aynı penaltı yahu...


Slovenya 2 - 2 ABD

Slovenya - ABD maçı turnuvanın şu ana kadarki en güzel maçlarından biriydi. Cezayir karşısındaki pısırık, temposuz, özgüvensiz ve amaçsız Slovenya gitmiş; önde basan, çıkartmayan, gol için her türlü yolu deneyen ve gerçekten de taş gibi bir takım gelmişti ilk yarıda. Nitekim 45 dakikada 2 gol buldular. Auxerre'de attığı gollerin benzerini atan Birsa'yı mı tebrik etmek lazım yoksa nerdeyse cezasahasının dışında bekleyen Tim Howard'a mı kızmak lazım bilemedim. Ne olursa olsun muazzam bir goldü. Devre arasında soyunma odasında neler konuşuldu bilemiyorum ama ABD baskılı başladığı ikinci yarının hemen başında defansın hatasından faydalanarak Landon Donovan ile golü buldu. İkinci gol için neden çok yüklenmediler anlamadım. O şaşkınlıkla 5 dakika içinde ikinci golü de yiyebilirdi Slovenya. Ancak iki takım da kopuk kopuk oynamaya başladı ve ABD'nin ikinci golü teknik direktör Bob Bradley'in oğlu kel Michael Bradley'den geldi. Biraz geç gelen bir goldü. Yine de maçı çevirecek golü buldular. Serbest vuruştan attıkları gol niçin iptal edildi anlamadım. Benim gördüğüm kadarıyla hiçbir Amerikalı futbolcu rakibine faul yapmıyordu. Sanırım hakem Kollybaly o kargaşada kesin bir faul olmuştur diye düdük çalmıştır; yoksa herhangi bir izahı yok bu iptal edilen golün.


İngiltere 0 - 0 Cezayir

İngiltere bariz bir şekilde organizasyon eksikliği çekiyor. Sahaya yanlış yayılıyorlar ve topu ayağına alan futbolcu başını kaldırıp 5 saniye boş arkadaşını arıyor, böylece rakip savunma için defans yapmak daha kolaylaşıyor. İngiltere belki de hiçbir turnuva öncesinde bu kadar güven kazanmamıştı, hiçbir turnuva öncesinde bu kadar büyük favorilerden biri olarak gösterilmemişti. Ancak Fabio Capello'nun oyuncuları takım olmaktan çok uzaklar. Yanlış pas tercihleri ve oyuncuların formsuzluğu İngiltere'nin gol sıkıntısı çekmesine yol açıyor. Gareth Barry'nin gelişiyle ben daha çok önde gözüken ve daha çok pozisyon bulan bir takım bekliyordum ancak bir türlü istenilen baskıyı gerçekleştiremediler. Sol açıksız oynadıkları maçta sağdan da hiç aksiyon gerçekleşmeyip, bir de buna ortada takımın üç beyni Gerrard - Lampard - Barry'nin tutukluğu eklenince, İngiltere Cezayir karşısında çok vasat bir takım görüntüsü çizdi. Beni de hayal kırıklığına uğrattı.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Blog Arşİvİ

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.