Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

26 Şubat 2010 Cuma

Serhat Akın'ı özlemek


Ekşisözlük'te Serhat Akın başlığını okurken güzel bir entry gözüme ilişti. İşte o entry:
"fenerbahçe formasına 11 ağustos 2000 kocaelispor fenerbahce maçı ile merhaba dedi. dönemin teknik direktörü mustafa denizli kendisine maçın son bölümünlerinde şans tanıdı, kanattan gelen ortaya vurduğu müthiş vole direkte patlamıştı. hatırladığım kadarıyla maçı beraber izlediğim hemen hemen herkes bu genç yeteneğin, hızına ve tekniğine hayran kalmıştı.

henüz 19 yaşında olan bu yetenek hem milli takım için hem sarı lacivertli renkler için gelecek vadediyordu. o yıl forma şansı bulduğu 25 maçta 9 gol atıp 2 asist yaptı. kenneth anderson’un forvette oynadığı bir takımda yedek bekleyen birisi için bu rakam hiç de yabana atılacak cinsten değildi.

taraftar da bu yeni oyuncuyu özellikle derbilerdeki dur durak bilmez futbolundan ötürü çok sevmişti. serhat’ın oyuna sonradan girdiği maçlara o zaman hep dikkat etmişimdir. serhat maçın son on dakikasında oyuna girerken taraflar tarafından müthiş bir alkış eşliğinde çimlere yürürdü. yani barca için bojan krkic ne ise takımın altyapısında yetişmemesine rağmen fenerbahçe taraftarı için de serhat akın oydu.

takım 2000-2001 sezonunu şampiyon kapatırken bunda rakip defansların arkasına müthiş koşular yapan serhat’ın da katkısı vardı. 22 ağustos 2001 fenerbahçe glasgow rangers şampiyonlar ligi ön eleme maçında attığı golle de son dakikada topu çizgiden çıkaran ümit özat’la beraber fenerbahçe’yi şampiyonlar ligi’ne taşıyan isim oldu. keşke fenerbahçe’nin tam manasıyla tecavüz grubuna(barcelona, lyon, bayern leverkusen) düştüğü o lige taşımaz olsalardı orası ayrı konu.

2001-2002 sezonu serhat’ın belki de kariyerinin zirve yaptığı sezonu oluşturuyordu. türkiye birinci ligi’nde toplam 31 maçta forma giymiş 16 gol atmış, 5 asist yapmıştı.

o yılki performansıyla dünya kupasına gitmeye hak kazanan milli takımın teknik direktörü şenol güneş’in de gözüne girmeyi başardı. aday kadroyla birlikte güney kore yolunu tuttu. ancak serhat için bu tatlı rüya kore’de sona ermeye başlamıştı. milli takım aday kadrosundan tayfun korkut ve cihan haspolatlı ile birlikte çıkarılan üçüncü isim olmuştu. tayfun bu haber üzerine teknik direktöre saydıra saydıra ispanya yolunu tutarken serhat, cihan’la birlikte takımla kalmayı ağabeyleriyle çalışmayı yeğlemişti. cihan ve serhat’ın yaptıkları bu hareket bence taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanmıştı. milli takım dünya üçüncüsü olduğunda bu iki oyuncu madalya alamadan dönmenin burukluğunu yaşamıştı. madalya töreninde serhat’ın sahadakilere bakışları gözümün önünden hala gitmez.

2002’de fenerbahçe ligi yamulmuyorsam 6. bitirmiş takımın yarısı lig bitmeden ya ülkesine dönmüş ya da koşar adım samandıra’dan uzaklaşmıştı. serhat da sakatlığını bahane edip günahını almayayım ama büyük ihtimalle kendine klüp bulmaya almanya yollarına düşmüştü. taraftarlar için artık serhat kulübünü terk eden bir oyuncuydu, onun yerini artık sakarya’dan gelen genç tuncay almıştı.

şu an düşünüldüğü zaman hatta şimdiki muadili kazım kazım’la karşılaştırıldığında serhat’ın fenerbahçe formasıyla en başarısız gözüken sezonu bile kazım’ınkinden iyi. serhat 2002’de forma giydiği 22 birinci lig maçında 6 gol atmış 7 asist yapmış kazım’ın attığı golü ya da golleri hatırlayan beri gelsin.


2003-2004 sezonu için fenerbahçe üzmekten sıkıldığı taraftarını mutlu etmek istiyordu. bunun için aziz başkan, chrsitoph daum ile sözleşme yapmış, takıma pierre van hoijdonk gibi bir yıldızı getirmişti. daum ilk geldiğinde yönetimden serhat’ı affetmelerini istemişti. zira yönetim serhat’a tepkiliydi. hatta bir yönetici serhat ve diğer alamancı futbolcuları kastederek “bunları aldığımızda bisiklete biniyorlardı şimdi mercedesi beğenmiyorlar” demişti. yönetim ve serhat arasındaki buzlar erimiş serhat yuvasına geri dönmüştü. bu boşlukta serhat’ın galatasaray ile anlaşmak üzere olduğu da fatih terim tarafından rivayet edilmekteydi. tüm bunlar ekseninde serhat’ın taraftarlarca tekrardan benimsenmesi zor gözüküyordu. ne serhat bunlara aldırış etti, ne de alman hoca daum taraftarla serhat’ın arasındaki durumu sikledi. daum’un kafasındaki 11’de serhat her zaman yer buluyordu. bugün bile fenerbahçe’nin tercih ettiği 4-4-2/ 4-2-4 sisteminde serhat sağ kanadın yükünü çekmek üzere görevlendirilmişti. her forvetin kolay kolay yapamayacağı bu işi serhat hızıyla çok da güzel kotarmaktaydı. forvet bölgesinde sıkıntı çekildiği zaman da forvette kendine yer bulabiliyordu. fenerin ipi göğüslediği o sezon serhat 21 maçta forma giymiş ve 8 gol atmış ve ligde 8 asist yapmıştı. yine de tuncay’ın 19 gollük performansının yanında bu biraz sönük kalmıştı.

2004-2005 serhat’ın fenerbahçe formasına vedasıydı. 26 maça çıktığı süper lig’de sadece 2 gol kaydedebilmiş 4 asist yapabilmişti. 11’de daum’un kendisine yer vermemesinden şikayetçi olan serhat, aziz başkan’dan 11 sözü istemişti. ipler bu noktada artık kopar hale gelmişti. yönetimin teklifine “yokum” diyen serhat, kendisine daha az para öneren belçika kulübü anderlecht ile anlaşmıştı. anderlecht’e imza attığında kulübün başkanı fenerbahçe yerine tercih edilen kulüp olmanın kendileri için onur verici bir durum olduğundan söz etmişti. o dönem benim anderlecht’e uyuz olduğum dönemi oluşturuyordu. neyse ki fener, şampiyonlar ligi ön elemesinde bu belçikalılar’a koydu da anderlecht o gün bugündür belini doğrultamadı benim de içimin yağları eridi.

anderlecht’te serhat 3 yılda 41 maça çıktı 13 gol attı. her ne kadar belçika ekibiyle şampiyonluk yaşadıysa da serhat için artık tüm grafikler aşağıya inmekteydi.
bu arada fenerbahçe’den ayrılmasının bahanesi daum’un köln’üne gidip ikincli lig tecrübesi de yaşayan serhat çıktığı 7 maçta 1 gol atabilmişti.

2008-2009’da körfez ekibi kocaelispor’la anlaştı nereden nereye lafları işte bu zaman dönmeye başladı. sakatlıklar yüzünden fazlaca forma giyemediği körfez’den parası ödenmediği için ayrıldı tam beşiktaş ile anlaşacakken yusuf şimşek transferine patladı. yusuf’un beşiktaş’a gidişi taraftarların çoğunluğu tarafından kabul görmüyordu. böyle bir ortamda zaten verimsiz olan serhat’ı siyah beyazlı renklere bağlamak akıllıca bir iş olmayacaktı. bu sırada konyaspor serhat’a talip oldu ve renklerine kattı. konyaspor’da da sakatlıklarla mücadele eden serhat sadece 1 gol atabildi. 2008-2009 sezonunda forma giydiği iki takım da küme düşmüştü.

serhat kariyerini toparlar mı toparlamaz mı bilmem ama şunları bildiğim kesin. serhat akın çıktığı maçlarda formasının hakkını sonuna kadar veren bir futbolcu. kim ne derse nasıl taşak geçerse geçsin fenerbahçe’de benim sahada izlediğim en yürekli futbolculardan.

benim için serhat, stuttgart maçında yaptığı fantastik hareket, derbilerde koyduğu leblebi gibi goller, 6 kasım 2002’de cimboma sallayıp tellere tırmanan asi çocuk. özlememek mümkün değil serhat’ı hele ki şimdilerde fenerbahçe forması terleten/ terletmeyen ruhsuz oyuncuları görünce.

son olarak serhat’la ilgili aklımda kalan şey ise:

serhat attı 4-0 oldu."
Mevkiinde oynayan Mehmet Topuz ve Kazım'ı görünce özlememek mümkün değil...

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Blog Arşİvİ

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.