Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

20 Şubat 2010 Cumartesi

Barcelona 4 - 0 Racing Santander


Barcelona'nın, gelmiş geçmiş en iyi futbol oynayan takımlardan birisi olmasının sebebi kadro ve maçın skoru ne olursa olsun kendi oyun planlarını değiştirmemesi. Bakıyorsun bugün; Daniel Alves yok, Abidal yok, Puyol sağbeke geçmiş, Xavi yok, Keita yok, İbrahimoviç yok; ama oynadıkları oyunda değişen hiçbir şey yok. Hala aynı Barcelona. Hala aynı paslaşmalar, hala aynı soğukkanlı oyun ve hala aynı sıfır hata. Bugünkü maçta Messi'nin yokları oynadığını da düşünürsek Barcelona'nın bu sisteminin ne kadar çok oturmuş olduğunu anlayabiliriz. Bunca yokluğun arasında biri var ki; işte bu sistemi devam ettiren, Barcelona'ya can veren biri...

İniesta.

Şöyle söyleyelim. Racing Santander'in genel oyun planı top kimdeyse ona bas üzerine kurulu. Bizdeki Beşiktaş yani. Top kime geçtiyse 3 kişiyle pres yap, topu kap... Yapamadılar. Yapamamalarının sebebi Barcelona'daki tüm futbolcuların topu ayaklarına yapıştırmaları ve zor durumda yanlarında her daim birini görmeleri. Bu yardıma gelen kişi genelde kim oluyor biliyor musunuz? İniesta. Sıkışan topu söküp almalar, top sürmeler, uzun toplar, sağlı sollu çalımlar, içe katetmeler... Ve sıfır hata. İniesta Barcelona'nın kanı, canı. Xavi tribünde oturuyor ama İniesta etkinliğinden hiçbir şey kaybetmiyor.

Barcelona yeryüzündeki en soğukkanlı takım. İstediklerini sahaya bu kadar olumlu yansıtan başka bir kulüp yoktur herhalde. Seri paslaşmalarla Racing Santander yarısahasına yerleşip orda top çevirdi Barcelona ve etkili de oldu. Yaya Toure, Busquets ve İniesta az top kaybıyla oynayıp etkili paslaşmalar yaptılar.

Barcelona'yı bu kadar överken Racing Santander'den bahsetmemek olmaz. Bir takım La Liga'nın 13. sırasındaysa, kime karşı oynarsa oynasın bir planı, sistemi; en azından yapmak istediği bir şey olmalı. Barcelona'ya karşı da oynasan izleyici senin yapmak istediğin şeyi anlayabilmeli. En azından bir şeyi doğru yaparsın; güzel kontratağa çıkarsın, iyi defans yaparsın, ortasahada iyi baskı kurarsın vs. Bunların hiçbirini yapamadığın zaman "ne oldu lan" demeden 3. golü yemiş oluyorsun zaten. Ne bir baskı, ne etkili bir pres, ne topları olumlu kullanma, ne de iyi defans...

Barcelona zayıf rakibi karşısında oyuna hızlı başlayıp ilk yarıda ipini kesti. Bundan sonra Salı günü oynayacakları Stuttgart maçını da düşünerek vites düşürdüler, idman havasında oynadılar ve maçın son dakikalarında da 4. golü buldular.

Son olarak spiker Osman Sakallıoğlu'ndan bahsedip yazıyı bağlayalım. Gol pozisyonlarındaki coşkusu harika. Ancak maç normal seyrinde ilerlerken adeta ortada spiker falan yok. Sessiz sedasız, bazen maçtan alakasız şeyler anlatıyor. Oluşan pozisyonları sıradan bir taç atışıymış gibi anons ediyor. Henry'nin ismini telaffuz ederken de hep tereddütte kaldı. Anri? Hanri? Enri? Hangisi Osmancığım?

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Blog Arşİvİ

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.