Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

22 Ocak 2012 Pazar

Anlamsız Olur Hayat Fenerbahçe Olmasa



Sarıyla Laciverte kurban olurum inan
Gözlerim başka rengi kör olur görmez ulan
Bir tek seni sevmişim senden başkası yalan
Gözlerim başka rengi kör olur görmez ulan
Ne güzel seni sevmek sana kanaryam demek
Anlamsız olur hayat bir gün seni görmesek
Adını söylemesek

Bizim blogun tarzı değil pek bu tip şeyler ama çok hoş, çok anlamlı bir beste.. Geçen sezon Buca deplasmanı öncesi çekilmiş bir görüntü...

21 Ocak 2012 Cumartesi

Kurtarılmak Değil, Aklanmak İstiyoruz


3 Temmuz'dan beri her gün ortaya atılan iddialar, tartışmalar, deliller ve telefon görüşmelerinin baş aktörü Fenerbahçe olmasa küme düşme kararı çoktan alınmış mıydı? Bence evet. Koskoca TFF hemen hemen her gün bambaşka bir çelişki içine düşer, küme düşmeyi kaldırmak için genel kurulu toplamak gibi bir rezillik içerisine girer miydi? Hayır. Küme düşme kararının kaldırılmasından ben bir Fenerbahçeli olarak mutlu muyum? Hayır, tersine rahatsızım. Peki bu kararı destekleyen bir Fenerbahçeli var mı? Benim çevremde bu zihniyette birisi yok. Aksine herkes bir an önce iyi ya da kötü bir kararın verilmesini, artık bu olayların sonlanması isteminde. Fenerbahçe spor kulübe de resmi olarak şike ya da teşvik priminin ve bunlara teşebbüsün cezasının küme düşürülme olması gerektiğini, puan silme ya da başka bir cezanın verilmemesi gerektiğini belirtti. Aziz Yıldırım ve Ali Koç'un ardından nihayet Nihat Özdemir de bu fikre sahip olmuş durumda. Galatasaray olayların başından beri bunu savunuyor zaten. Trabzonspor'u, Beşiktaş'ı, Ordu'su, Bursa'sı... Taraftarı, medyası, o'su bu'su... Herkes cezanın küme düşme olarak kalması fikrinde. Peki TFF ve onun başkanı Mehmet Ali Aydınlar'a ne oluyor? Neden cezaların değişmesi ya da bir seferlik affedilmesi için türlü türlü ali cengiz oyunlarına başvuruyor? Ondan başka isteyen yokken neden kendine böyle bir dert edinmiş durumda? Amacı Fenerbahçe'yi ya da alıştığımız ağızla "Türk futbolu"nu kurtarmak mı? Yoksa işin içinde çok daha derin mevzular mı var? Mesela oy kaygısına kapılan başbakan Erdoğan bu süreçte Fenerbahçe'yi kurtarmak gibi bir dert içerisine düşmüş olabilir mi? Ve Mehmet Ali Aydınlar'ı böyle saçma sapan kararlar almada "zorlamış" olabilir mi? Bence hiç de az ihtimalli bir durum değil bu.

Bence şike iddialarının tamamı deli saçması, mantıksız, aptalca şeyler değil. Bu blogda defalarca da söyledim, twitter'da da sürecin başından beri söylüyorum. Beni kuşkuya düşüren durumlar var. Normal olmayan olaylar, diyaloglar var. Fakat konumuz bu değil. Fenerbahçe bu süreçten tertemiz, aklanmış olarak da çıkabilir; pisliğin içine saplanmış olarak da... Fakat ne olursa olsun, tamamen hukuki ve sportif yargılamanın sonucunda, objektif kararlarla bu süreç sona ermelidir. Kişilerin keyfi tutumlarına, siyasi operasyonlara, ekonomik çıkarlara Fenerbahçe meze olmamalıdır. Kapalı kapılar ardında Fenerbahçe üzerinden kimse menfaat sağlamamalı, ne şiş yansın ne kebap zihniyetiyle hiçbir şekilde bir eyyama gidilmemelidir. 58. madde değişmemeli, suçlara af getirilmemeli, cezalarda azaltma olmamalı, puan silme cezası gibi aşağılık bir uygulamaya gidilmemeli. Hiçbir Fenerbahçeli bu süreçte suçlu bulunduğu takdirde affa uğramayı, kurtarılmayı istemiyor, beklemiyor ki zaten Fenerbahçe camiası buna ihtiyaç da duymamalı. Bu kulüp alt kümeye de düşse taraftarı yalnız bırakmaz, ilk günkü heyecanıyla ertesi sene tekrar ait olduğu yere döner, yine ligde fırtına gibi eser. Bundan benim şüphem yok. Hiçbir Fenerbahçeli küme düşmekten korkmamalı. İşte o zaman kaybederiz.

Son olarak; biz eyyam istemiyoruz. Objektif bir yargılamanın neticesinde cezamızı varsa çekmek istiyoruz. Kimsenin yardımına muhtaç değiliz, kimse bizim üzerimizden türlü oyunlar çevirmesin. Biz kurtarılmak değil, aklanmak istiyoruz.

15 Ocak 2012 Pazar

Lefter'e Veda


Biz bugün yalnızca Lefter'in fiziksel varlığına veda etmedik. Temiz, saygılı, herkesçe takdir edilen futbolun son temsilcilerinden birinin anısına veda ettik. Onun ne gollerini, ne çalımlarını izleyebildik ne de teknik direktörlüğünü görebildik. Lefter'e dair bildiğimiz şeyler bize anlatılanlar ve birkaç gol, çalım görüntüsünden ibaret. Yalnızca bu görüntülerden gördüklerimizle bile onun oynadığı futbolun zarafetini anlayabilmemizin yanısıra, ardında bıraktığı anılarda kendisine dair olumsuz hiçbir şey söylenmemesinden ne denli büyük bir oyuncu, ne denli büyük bir insan olduğunu anlayabiliriz. Bir nesli Fenerbahçeli yapan, Galatasaraylı'sı Beşiktaşlı'sını kendisini izlettirmek için stada dolduran, mükemmel bir futbol adamı. 85 yaşında Alex'le Büyükada'daki buluşmasında bile Fenerbahçe'sini anlatırken sesi titreyen, o günkü heyecanını hala yitirmemiş gözüken tam anlamıyla bir koca çınar. Elimde bu kadar fırsat varken onun yanına gidip elini öpememiş olmanın verdiği ağır pişmanlık duygusunu yaşatıyor bana Lefter Küçükandoyadis.

Ben Fenerbahçe konusunda muhafazakarım. Çoğu zaman atılan gol sevincine, golün kendisinden daha çok anlam veririm. Bir koşuya tav olurum. Halit Deringör Fenerbahçe televizyonunda ufak bir anısını anlatırken gözlerim dolmuştu. Lefter, İslam Çupi ve Basri Dirimlili'nin malum fotoğrafı bana her zaman mükemmel gelmiştir. Bugüne dek Fenerbahçe için çok fazla içim titredi, hüzünlendim, duygulandım ama ağladığım nadirdir. Gaziantep'i 3-0'dan 4-3 yendiğimiz maç için ağlamıştım Melih Gümüşbıçak "Rapaiç atıyor 4 oluyor" derken. En son hatırladığım geçen sene Kadıköy'deki Gaziantep maçının son dakikasında Andre Santos'un attığı gole ağlamış, sevinçten yumruğumu ısırmıştım. Ama bunların tamamını görüp yaşayıp, özümsemiştim ve bunlar bir birikimin verdiği tepkiydi. Ben bu yaşımda ne maçlarını izleyebildiğim ne de canlı görebildiğim Lefter için ağlıyorsam, Lefter Fenerbahçe için çok çok önemli bir insandır.

Şükürler olsun ki bu camia Lefter'e gerekli olan vefayı henüz o hayattayken gösterdi. Lefter Küçükandoyadis tesisleri, Lefter heykeli ve Büyükada ziyaretleri. Ona olan ilgiyi hiç azaltmadı Fenerbahçe taraftarı ve yönetimi. Bu takdir edilmesi gereken bir davranış. Aynı vefayı hayatta olan Can Bartu, Fikret Kırcan başta olmak üzere tüm efsanelere de göstermeliyiz. O zaman iyi gün taraftarı olmadığımızı belki dışarıya da anlatabiliriz.

Ruhun şad, mekanın cennet olsun Lefter. Senin anını biz hep yaşayacağız, gururla taşıdığın çubuklu formanın değerini en yüksekte tutmak için çabalayacağız. Rahat uyu.

1 Ocak 2012 Pazar

2012

Kürk Mantolu Madonna'nın Maria Puder'i yeni yılla ilgili ne diyordu? "İnsan ömrü doğumdan ölüme uzanan tek bir yoldan ibarettir ve bunun üzerinde yapılan her türlü taksimat sunidir." Ben Maria Puder kadar önemsiz bir olay olarak görmüyorum yılbaşlarını ve diğer tüm taksimatları. Raif Efendi'nin biricik sevdiğinin bakışına göre zamanı bölmesek, türlü türlü zorluklarla karşılaşırdık hayatta. Düşünsenize, "Doğum tarihin ne?" şeklindeki bir soruya "Soğuk bir kış günüydü" şeklinde cevap vermek zorunda kalabilirdik.

Fakat öte yandan, yeni yıla inanılmaz anlamlar yüklemek, büyük umutlar bağlamak da yanlış. 28 Aralık ile 29 Aralık arasındaki fark, 31 Aralık ile 1 Ocak arasındaki farka eşittir bence. Hayatımızda neler değişiyor ki temelden? Hele ekran karşısına geçip 2012'de neler olacağına dair tahminler yapan falcı ablalar ve abiler neyin kafasını yaşıyorlar merak ediyorum. Akrep burcu için 2012 "para yılı" olacakmış mesela. Ekonomik anlamda işlerimiz yoluna girecekmiş. 1 Ocak 2013'teki blogda yazacağım yazıda sizi bilgilendireceğim efendim.

2011 yılı tam anlamıyla olumsuzluklar yılıydı. Kişisel anlamda aşırı kötü olaylar başıma gelmedi ama ülkece büyük felaketlere şahit olduk. Deprem, şehitler, şike... Tekrar o günleri hatırlamak bile ürkütücü, mide bulandırıcı. Net olarak 2011 yılı kötü bir yıldı.

2012'ye girerken de dileyeceğimiz dileklerin en başında 2011 kadar olumsuzluklarla dolu bir yıl olmaması gelecektir. Daha az insan ölümü, daha az saçmalık, daha az hukuksuzluk, daha çok özgürlük, daha çok huzur ve daha çok para... Sağlıklı ve huzurlu bir yıl dileğiyle...

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.