Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

22 Haziran 2010 Salı

Diego Armando Maradona ve Arjantin


Futbolda motivasyon oldukça önemlidir. Futbolcudan alınmayacak verim, takımdan olmayacak organizasyonlar elde edilebilir. Bu motivasyon bazen ülke gündemi, bazen teknik direktördür. Fatih Terim'in Galatasaray'da ve Milli Takım'dayken takıma verdiği en fazla katkı özgüvendi. Galatasaray hücum presle Uefa Kupası'nı, Milli Takım tekmeye kafa sokmayla Avrupa üçüncülüğünü aldı. Futbolda bazen futbolcular yapmak istediklerini yapamayabilir, kondisyonu yetersiz gelebilir veyahut o gün maça hazır değildir ancak teknik direktörün bir bakışı, bir sözü, bir zafer konuşması o futbolcunun psikolojik olarak hazır hale gelmesini sağlar. Ancak taktik de çok fazla önemlidir; her şeyi mücadeleyle, azimle ve inançla çözemezsiniz. Rakibin teknik ayakları sizin patlamaya hazır kalbinize karşı üstün gelebilir. Bununla birlikte, taktik ve psikoloji, asla birbirinden ayrılamaz. Bir futbolcunun aklı vefat eden dayısındaysa, ne kadar taktik verirseniz verin verim alabilmek mümkün müdür? Şüphesiz anlattığınız çoğu şeye anlamadan kafa sallayacak ve sahada istediklerinizi gerçekleştiremeyecektir. Keza futbolcuyu maça mental anlamda istediğiniz kadar hazır hale getirin, sahada ne yapacağını anlatmadığınız sürece takıma koşmaktan başka bir katkı sağlayamacaktır. Karşınızda size karşı önlem almış, hazır bir takım varken onlara karşı yeşil sahada hiçbir önlem almadan yürekle oynamak maç kazanmak için yeterli olmaz. Tabelada çoğu zaman sizin tarafınızda sıfır, hakemin kartlarında ise oyuncularınızın sırt numaraları yazar. Taktik ve psikolojiyi birbirinden ayırmamak ve bir maça hazırlanırken ikisinin dozunu iyi ayarlamak gerekir.

Motivasyonu sağlayan etmenlerden bahsettik. Bir duruş, dedik. Bir karizma, bir geçmiş, bir isim. Efsane bir futbolcunun, kibirli bir teknik direktörün ve belki de herkes tarafından sevilen birinin, Oğuz Çetin tarzında naif bir duruşu da yoksa, soyunma odasında çok da fazla konuşmasına gerek yoktur. Bir bakışı, ağzından çıkan tek kelimesi yeteri kadar motivasyon sağlayabilir. Diego Armando Maradona, 2010 Dünya Kupası'ndaki en çok takip edilen teknik direktör. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu, efsane, halk kahramanı. Soyunma odasında oyuncularına bir şey söylemesine gerek var mıdır? Siz oyuncu olsanız, Maradona'yı gördüğünüz anda kadroya girmek ve bir sonraki maçı kazanmak için varınızı yoğunuzu ortaya koymaz mısınız? Maradona'nın gözlerindeki ışığı görmeniz yeterli değil midir?

Motivasyon budur. Adanmışlık. Kendini ispat etme, zafer kazanma arzusu. Maradona'nın takımı Arjantin, kupayı belki de en çok isteyen takım. 1-0 kazandıkları Nijerya maçından sonraki sevinçleri bazı şeyleri açıklıyor bence. 32 yaşındaki oldukça görmüş geçirmiş, yıllardır milli takım forması giyen Gabriel Heinze'ın Nijerya'ya attığı golden sonraki sevincini nasıl açıklayabiliriz? Kendinden geçti resmen. Sevinçten çılgına döndü. Takım, maçtan sonra da adeta bir sonraki maça kendilerini adadı. İnançlıydılar.

Maradona'nın çok büyük bir taktik deha olduğunu düşünmüyorum. Olabilir de tabii ancak saha içinde henüz bana bir şeyler kanıtlamış değil. Ancak çalıştırdığı takımdan iyi kötü verim almasını biliyor ve maç kazanmak için oldukça cesur kararlar veriyor. Nijerya maçında Mascherano'yu önliberoda yalnız bırakıp 4-1-3-2 sistemiyle oynatmıştı takımı. Di Maria ve Messi kanatlarda, Veron oyun kurucu, Higuain ve Tevez ise ileri uçtaydı. 1-0 kazandılar. Güney kore maçına ise aynı sistemle ama kadro değişikliğiyle çıktı. Veron'un yerine Messi'yi çekip serbest oynattı, sağ tarafa ise Maxi Rodriguez'i koydu. 4-1 kazandılar. Belki oyun olarak çok şey izletmediler ancak Tevez'in auta çıkacak topu son nefesine kadar koşup alması ve orta yapması kadar küçük bir detay bile bu kupayı ne kadar çok istediklerinin ufak bir kanıtıydı.

Bu takım Maradona'nın eseri.

Rakipten çok fazla korkmamak gerekir. Bir insanın cesur olmasına inanması cesur olmaktır. Bu önemlidir. Ancak cesaret, korkuya direnmektir; korkuyu yok saymak değildir. Cesaret, hiçkimsede mükemmel değildir, ama o buna yaklaşmıştır. Onun dünyasına girmek bir ayrıcalıktır.

Maradona ne olursa olsun bu kupaya renk getiriyor ve benim gibi bir Brezilya destekcisinin bile Arjantin'in maç kazanmasını istemesini sağlıyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Blog Arşİvİ

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.