Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

3 Mart 2010 Çarşamba

Türkiye 2 - 0 Honduras


Milli Takımımız adına önemli bir süreçten geçiyoruz. Beklentilerimiz ne büyük ne de beklentilerimiz hakkında bir tartışma ortamı var. Honduras maçı bu bakımdan tartışma ortamının olmadığı, herkesin merakla beklediği bir maçtı.

Türkiye maça 4-3-3 ile başladı. Her ne kadar Oğuz Çetin bu kadroyu, sistemi ve taktiği kendisinin ayarladığını söylese de Hiddink'in etkisinde kaldığı belli. Şahsen amaçsız bir maçın kadrosu hakkında tartışmanın saçma olduğunu düşünüyorum ancak Mevlüt yerine Tuncay olabilirdi forvette.

Bunların ışığında maça geçelim. Honduras Ulusal Marşı'nın çok uzun olması sebebiyle gergin girdik maça ama her ne olursa olsun ıslıklanması ayıp oldu. Gereksiz böyle şeyler. Bir maç hazırlık maçından başka bir önem taşımıyorsa, hele de bu maçlar ligler devam ederken yapılıyorsa maça temposuz başlamak akıllıcadır. Biz de bu şekilde, yavaş ve temposuz başladık. İlk 5 dakikaya baktığımızda oyun bizim kontrolümüzdeydi ama aşırıya kaçan hazırlık pasları sayesinde adamakıllı bir girişimimiz olmadı. Honduras alanları iyi kapatan bir takım. Topu defansımızdan çıkarırken yerleşmiş bir takım karşımızdaydı ve etkili paslar yapamadık. Honduras iyi savunma yaptı, ama rastgele bir savunma değil. Hakikaten de belirli bir sistemleri vardı. Dünya Kupası'nda birçok güçlü rakipleri olacak ve bu savunma sistemlerini daha da geliştirdikleri taktirde en azından fazla gol yemezler. Biz de bu sıkıntıyı çektik ve ilk tehlikeli atağımız 14. dakikada geldi. Emre'nin uzun pasında Mevlüt nefis vurdu ama kaleci iyi yer tuttu.

Honduras'ın genel oyun planı rakibi bozmak üzerine. Ortasahada baskıyı kurup hızlı ve isabetli paslarla gol aradılar. Tipik bir Fransız takımı yani. Ve biz de buna karşılık veremedik. Rakip bizim atakları karşılarken onlara üstünlük sağlayacak organizasyonlarımız yoktu. Bu dakikalarda Emre Belözoğlu göze çarptı en fazla. Milli Takım'da da Fenerbahçe'deykenki halinden farklı değil. Takımımızın ilk faulünü o yaptı. Ama yararlı şeyler de yaptı elbette. Geriye gelip top aldı ve en büyük özelliğini, ileriye oynama özelliğini kullanarak oyunu açtı, kenarlara pas attı, uzun top attı, tempoyu yükseltti. Dakikalar 30'u gösterirken ataklarımız iyice hız kazandı ve Honduras'ın eksik yönleri yavaş yavaş ortaya çıktı. Uzun toplarda ve yan toplarda sıkıntı yaşayan bir takım Honduras. Mevlüt Erdinç birçok uzun topu aldı ama kendisi golü atamadı; ancak bir korner organizasyonunda Emre Güngör defansın hatasını affetmedi. 1-0 öne geçtikten sonra uzatmalarla beraber yaklaşık 6 dakikada iki tehlikeli atakla karşılaştık. Milli Takımımız'ın en büyük sorunlarından birisi savunmadan kolay adam geçirmesi. Birebirde Servet ve Emre Güngör zor anlar yaşadılar ama Honduras golü atamadı.

İkinci yarıda Mevlüt ve Volkan Şen çıkıp Tuncay ve Halil Altıntop oyuna girdi. Ben daha tempolu bir maç bekliyordum. Nitekim böyle oldu. İkinci yarının ilk 20 dakikasında çok iyi baskı kurduk. Baskının sonucunda pozisyon da bulduk ama pozisyon da verdik. Nihayet Hamit'in kardeşinden alıp nefis vurduğu top gol oldu. Honduras teknik direktörü oyuncu değişikiğini yaptı ama artık geçti; dakika 70, skor da 2-0 olmuştu. 70'ten sonraki 20 dakika oyun çok temposuz geçti. Çok çalışan Emre ve Hamit 'le beraber uzun zamandır oynamayan Mehmet Aurelio'nun da oyundan düşmesiyle Honduras ortasahayı çabuk geçmeye başladı ve ilk yarıya nazaran bizim yarısahamızda daha iyi pas yaptılar. Şunu söyleyelim. Honduras hücumda etkisiz bir takım. Kontrolü ellerine almalarına rağmen etkili bir atak geliştiremediler. Oyuncular birbirlerinin aynısı ve oyuna tempo kazandıracak, takıma sınıf atlatacak, üstünlük kuracak bir oyuncuları yok. Örneğin bir Emre yok onlarda. Bizden fiziki olarak daha üstün olmalarına rağmen bu fiziki kalitelerini futbol kalitesiyle birleştiremeyince, biz de skordan sonra rahatlayıp baskı kurmayınca 20 dakika kısır bir maç izledik.

Milli Takımımız adına olumlu gelişmeler var. Her ne kadar rakip zayıf bir takım olsa da artık daha iyi paslaştığımız bir gerçek. En azından eskisi gibi karışık kuruşuk ataklar yerine bilinçli ataklar geliştiriyoruz. Savunmadaki arızalar bana göre devam ediyor. Birçok kez araya top gönderdiler ve ayak koyamadık bu toplara. Üstte de dediğim gibi, yetenekli futbolcuları az olduğu için bu topları kaleye etkili bir şekilde gönderemediler.

Oğuz Çetin çok farklı duygular içerisindedir herhalde. Yanılmıyorsam ilk defa tek başına takımı hazırladı ve sahada o taktik verdi. Umarım bu moralle ileriki maçlarda daha da iyi oluruz.

Son olarak şunu söylemek gerekir: Honduras kötü takım, Guevara iyi oyuncu.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Blog Arşİvİ

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.