Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

14 Ağustos 2010 Cumartesi

Usta 0 - 2 Çırak


"Ustaya saygı kuşağında" Beckenbauer Kupası'nda Avrupa'nın iki büyük devi Bayern Münih ile Real Madrid karşı karşıya geldi.

Maçın başka bir anlamlı yanı da Van Gaal - Mourinho ikilisinin tekrar karşı karşıya gelmesiydi. Hatırlanacağı üzere, bu ikili 22 Mayıs'ta yine karşı karşıya gelmişler, Şampiyonlar Ligi Finali'nde Mourinho'nun o zamanki takımı Inter galip gelen taraf olmuştu ve bu seferki maçta yine Mourinho'nun takımı Real Madrid kazanan taraftı.

Bayern Münih ve Real Madrid... İki büyük dev... Tarihi başarılarla dolu iki takım olmalarının yanında güncel olarak bakarsak iki zıt takım... Siyah ile beyaz kadar farklı takımlar ve bugünkü forma renkleri de birinin siyah öbürünün beyazdı. Neydi ikisinin arasındaki fark? Bayern Münih yıllardır kurumsal ve sportif zihniyet anlamında dünyanın en güçlü takımlarının başında gelirken Real Madrid'in bu konuda bir hayli geride olduğunu söylemek lazım. Bayern Münih her zaman akıllıca, ekonomik ve günü kurtarmaya değil ileriye dönük yatırımlar yaparken Real Madrid iki gün sonrasını dahi düşünmez. Her sene yeniden bir takım kurulur, her sene milyonlarca euro para harcanır, yeni hocalar, yeni futbolcular ve yeni heyecanlarla sezona girilir... En basitinden Bayern Münih geçen sezonki hocasıyla devam ederken Real Madrid teknik direktör değiştirmiş durumda ve transfer döneminde Bayern Münih sükseli isimler almazken Real Madrid'in harcadığı toplam para an itibariyle 70 milyon euro'ya yakın...

Yeşil sahanın dışında durum buyken sahanın içerisinde de durum farklı değil. Bayern Münih'in hocası Van Gaal sol bek yokluğunda altyapıdan oyuncu çıkarabiliyor ve maçın ileriki dakikalarında isimlerini bile ilk kez duyduğumuz futbolcuları sahaya sürebiliyorken Real Madrid teknik direktörü Jose Mourinho hep stratejik değişiklikler yaptı...

Maçın böyle de ilginç detayları vardı, daha da uzatmak mümkün fakat isterseniz artık maça geçelim...

Maç beklediğim gibi başladı. Bayern Münih ilk dakikalardan itibaren üstünlüğü ele aldı ve maçın hemen başında bir penaltı kaçırdı. Badstuber o penaltıyı atsa işler Real Madrid adına tersine dönebilirdi ancak Casillas penaltıyı kurtardı ve maçın zevkli geçeceği belli oldu. Bayern Münih kaçan penaltının etkisini çok çabuk atlattı ve takım halinde gol için yüklendiler. İleride çoğalıp çok iyi paslaştılar ve Ribery ile etkili oldular. Bayern Münih'in maça iyi bir şekilde konsantre olduğu belliydi. Real Madrid daha ilk 20 dakikada 2, 3-0 geriye düşmekten kaptan Casillas sayesinde kurtuldu.

Mourinho'nun öğrencileri Bayern Münih'in aksine ileride çoğalıp orada top çevirmek yerine rakiplerini üzerlerine çekip hızlıca ileride çoğalmak ve kontra-atakla gol bulma derdindeydiler. Birkaç kez de cezasahasına kadar bu şekilde girdiler ancak golü bulamadılar. Real Madrid bariz bir şekilde ortasahanın ortasında sıkıntı çekti ve Canales ile Khedira ikilisinin yeteri kadar direnç gösterememesi nedeniyle bu bölgeyi Bayern Münih'e verdi.

Maçın ilkyarısı git-gellerle ve her iki takımın da az riskle oynadığı bir futbolla berabere biterken ikinci yarıya hızlı giren taraf Real Madrid'di. Bu sefer geride beklemek yerine ileriye akın ettiler ve ilk 45 ile 60. dakikalar arasında Bayern Münih'in cezasahalarına yaklaşmalarına izin vermediler. Bu baskıdan gol çıkmadı ve her iki takım aynı anda 3 oyuncu değişikliğine birden gitti.


Bu oyuncu değişikliklikleri bariz bir şekilde Bayern Münih'e yaradı. Van Gaal Schweinsteiger, Hamit ve Ottl değişikliğine giderken Mourinho sahaya Di Maria, Van der Vaart ve Lass Diarra'yı sürüyordu. Mourinho ortasahadaki sıkıntıyı çözdü ve pres yetersizliğini Di Maria ile kapatmak istedi diye düşünürken oyundan çıkan Sergio Ramos'u görünce şaşırdım. Diarra sağ beke, Di Maria sağ açığa ve Van der Vaart ise Canales'in yerine geçti. Böylece ortasahada hep bir eksik olan Real Madrid, Scheweinsteiger'in de devreye girmesiyle oyunun kontrolünü tamamen Bayern Münih'e verdi.


Ben Cristiano Ronaldo'nun Mourinho'nun gelişiyle defans yapmayı öğreneceğini düşünüyordum ancak aynı vurdumduymazlıklarına devam ediyor. Belki kendisinden çok fazla şey istiyoruz ancak ektra bir şey yapmasına gerek yok ki, bek ve açığını kovalasın yeter... CR7'nin defansif zaafiyetinden dolayı Marcelo solda çok boş kaldı ve zaten kendisinin de bu konuda bir eksiği olduğu için Bayern Münih o bölgeyi sık sık kullanmaya başladı.

Sol kanatta durum buyken sağ kanatta Di Maria'nın işlevini çözemedim. Mourinho'nun onu sağ kanada alarak şut çekmesini sağlamayacağını düşünmüştüm ancak bir tane bile böyle bir imkan bulamadı. Böylece ortasahası tamamen çöken Madrid, gol yiyeceğinin sinyallerini verdi. Allah'tan yemediler ve maçı penaltılara götürdüler.

Schweinsteiger ortasahada rahatça top koştururken kendisi Real Madrid'de olsa durum ne olurdu diye düşündüm. Bence sınıf atlardı Real Madrid. Khedira'nın bu takımda ilk 11'de çok fazla forma şansı bulacağını zannetmiyorum. Muhtemelen oraya bir adam daha alacaklardır.

Benim takımda gördüğüm üç büyük eksiklik;

- İyi bir sol bek lazım.
- Khedira'nın yerine iyi bir ortasaha elemanı lazım.
- Cristiano Ronaldo'nun artık biraz defans yapması lazım. Barcelona'da oynasa çok fazla iş düşmez kendisine ama Mourinho'nun sisteminde bu çok sırıtıyor.

Bir parantez: Sergio Canales

Bak sevgili kardeşim Canales; iyi çocuksun, şeker çocuksun, yakışıklısın, sol ayağın mükemmel ancak ayağına aldığın her topu kimsenin tahmin edemeyeceği yere atmak zorunda değilsin. Bu her zaman için risktir; biraz basit oynamayı öğrenmelisin.

Bir parantez: Casillas

Real Madrid'in birçok şeyi. Bugün biri normal ikisi seri penaltılardan olmak üzere 3 penaltı kurtardı ve maç içerisinde sayamadığım kadar kurtarış yaptı. Daha ne denebilir ki?

Kupayı Real Madrid penaltılarla 4-2 kazanmasına rağmen oynadığı futbolu pek fazla beğenmediğimi belirtmeliyim.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.