Fransa Ligi'nin en güzel yanlarından biri ateşli taraftarları. Oynanan futbol bir yerden sonra sıkıyor, desteklediğim takım St. Etienne de kötü gidiyorsa, belli başlı takımların kendi aralarında oynadığı maçlar dışında çok fazla takip edemiyorum. Yine de takip edilmesi gereken bir lig tabii...
Ben de geçen seneden beri bu lig üzerine biraz daha yoğunlaştım, en azından haftada 1-2 maç izlemeye başladım ve geçen sezonun başından beri bir oyuncu benim ilgimi çekmeyi başardı. O da St. Etienne'in genç forveti Emmanuel Riviere.
Riviere, henüz 20 yaşında ve saf bir forvet oyuncusu. Fransa'nın Sainte-Luce beldesinde bulunan Clairefontaine futbol akademisinde futbola adım atıyor. Yıllarca orada eğitim gördükten sonra oturduğu yere de yakın olan kulüp St. Etienne, bu yeteneği keşfediyor ve 2007 yılında kadrosuna katıyor. O yıl B takımında oynadığı 22 maçta 7 gol atıyor ve ertesi sezon kendisiyle 3 yıllığına profesyonel sözleşme imzalanıyor, sırtına 29 numaralı forması geçiriliyor ve A takıma yükseliyor. Ancak fazla forma şansı bulamayıp 8 maçta 1 gol atıp tekrar B takımına dönüyor. Ancak işin rengi burada değişiyor. Benim takip etmeye başladığım dönem olan geçen sezonun başından itibaren, A takımda düzenli olarak forma giydi ve 30 maçta attığı 8 golle bu genç yaşında hiç de fena bir istatistik ortaya koymadı... Bu sezon oynadığı 11 maçta ise 2 golü var.
İlk profesyonel maçına 3 Ocak 2009 tarihinde Fransa Kupası'nda Bordeaux karşısında çıktı. İlk profesyonel golünü ise 31 Ocak 2009 tarihinde yine Fransa Kupası'nda Lyon'a attı. Fransa'nın bütün alt yaş milli takımlarında forma giydi ancak henüz A milli olmuş değil.
Bu tanıtma kısmının ardından birkaç gözlem yazayım. Riviere, birçok özelliğe sahip. Fiziği gösterişsiz, cılız gibi dursa da aniden patlamaya hazır bir bomba gibi. Hızı vasatın üzerinde, top kontrolü çok iyi, tekniği iyi, adam geçebiliyor, cezasahasında nerede duracağını çok iyi biliyor. Çok zeki bir futbolcu, eğer herhangi bir maçını izlediyseniz ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Yaptığı hareketlerin tümünün bir nedeni var, sahada boş boş dolaşmıyor. Cezasahasındaki etkinliğinin yanısıra, Mamadou Niang misali cezasahasının dışında da gayet iyi bir ortasaha oyuncusu gibi.
Bu özellikleriyle birlikte Sercan Yıldırım'a benzetebilirsiniz, ki ben de benzetiyorum ve ne yazık ki Riviere'nin de son vuruş yeteneği biraz zayıf. Toplara sert vuramıyor. Bu yönünü geliştirmesi lazım lakin Sercan'da olmayan bir özelliği de var; o da kafa toplarına hakim olması.
Kısacası Riviere, hemen hemen her özelliğe sahip, özelliklerinin hiçbiri mükemmel değil ancak her şeyi yapabilecek kapasitede ve yaşı ilerledikçe, takımında daha fazla süre aldıkça ve goller attıkça daha iyi bir futbolcu olacağına kesin gözüyle bakıyorum. Eğer bir gün St. Etienne'nin maçına rastlarsanız, bu "Aziz" rütbesine yükselmesi çok da zor olmayacak olan futbolcuyu mutlaka izlemenizi öneririm.
Zarif Hareketler blog scout ekibi Fransa'dan bildirdi...
0 yorum:
Yorum Gönder