Dünyadaki futbol otoritelerince en büyük derbi olarak gösterilen Boca Juniors - River Plate derbisi, nam-ı diğer Superclasico, Arjantin futbolunu ayakta tutan bir spor olayı. Mavi ve beyazların savaşı, 102 yaşında. River Plate 1901'de, Boca Juniors ise 1905'te kuruldu. İki takım önce 1908'de, sonra da 1912'de karşı karşıya geldiler ancak ilk resmi maç 1913 yılında. 97 yıl önceki bu maçı River Plate 2-1 kazandı ve ezeli rekabet gerçek anlamda başlamış oldu.
Forma hikayelerinden başlayalım. Boca 1905 yılında bir İrlandalı, 2 İtalyan ve 3 Arjantinli genç tarafından kurulur. Kulübün renklerini belirlemek için limana yanaşacak ilk gemiyi beklerler. Limana yanaşan İsveç bandralı gemi Boca’nın sarı-lacivert renklerinin kaynağı olur. 1905’te Arjantin’deki İngiliz kolonisinin iki takımı olan Santa Rosa ve Rosales de beyaz forma ile mücadele etmektedir. Aralarındaki maçlarda karışıklık olmaması amacıyla bir ekip formasına diagonal bir kırmızı bant koyar. İki kulüp birleştiğinde River Plate’in forması da hazırdır!
İki ekip bugüne kadar 317 kez karşılaştı. 100 maçın berabere bittiği eşleşmede Boca’nın rakibine 114-103 üstünlüğü var. Maçı kazanan tarafın Buenos Aires’te astığı pankartlarla diğer maça kadar rakibiyle alay etmesiyse şehirde kültürel bir gelenek olmuş. Riverlı Reinaldo Merlo derbide 42 kez sahaya çıkarak en çok forma giyen isim olmayı başardı. Derbi tarihinin en golcü oyuncusuysa bir başka Riverlı Ángel Labruna. Labruna rakip fileleri 16 kez havalandırdı. Buenos Aires Derbisi’nde en farklı galibiyeti River 19 Ekim 1941′de kendi sahasında rakibini 5-1 yenerek elde etti. Boca ise 19 Mayıs 1959′da kendi sahasında ve 7 Mart 1982′de deplasmanda aynı skorla karşılık verdi. İki takım arasındaki en gollü derbi 15 Ekim 1972′de oynandı. 9 golün atıldığı mücadeleyi River evinde 5-4 kazandı.
Bu kadar ateşli bir derbide olay çıkması gayet doğal. Ancak 23 Ağustos 1968'deki olay tam anlamıyla bir trajedi. River Plate'in sahasında oynanan maçta gol olmadı ancak 90 dakikanın sonunda Boca Juniors'lı taraftarlar tarafından atılan yanan kağıt parçaları 71 River Plate taraftarının hayatını kaybetmesine sebep oldu.
Bir diğer kanlı maç ise 30 Nisan 1994 tarihinde oynandı. Sezonun 6. haftasına kafa kafaya girilirken Boca Juniors'un kendi evinde River Plate'i yenebileceği düşünülmüyordu. River Plate deplasmanda favoriydi. Ortam haftalar öncesinden gergin bir hal almıştı. Maç da gergin geçti ve River Plate ikinci yarıda eski bir dost Ariel Ortega ve Hernan Crespo'nun golleriyle derbiyi 2-0 kazandı. Ancak maçı unutulmaz kılan şey ise şuydu: Yenilgiyi hazmedemeyen Boca Juniors'lu bazı taraftarlar River Plate'lilerin oturduğu bölüme gidip üzerlerine ateş açtılar ve iki kişinin ölümüne sebep oldular. Maçtan sonra da stadın duvarına "Şimdi 2-2 oldu!" yazdılar. Maç bitti, cenazeler kaldırıldı, olayın şoku atlatılmadan silahı tetikleyen şahıs ve çetesi bulundu ve hapse atıldılar. Daha da ilginç olan şey ise, bu durumu normalmiş gibi karşılayan Boca'lı taraftarların diğer maçta sahaya katilleri kastederek "Kahramanlarımız! Sizinle gurur duyuyoruz!" yazılı pankart asmalarıydı. Bu durum rekabetin ne denli nefret derecesinde olduğunu gösteriyor. Bundan bir sonraki derbi ise sanki olayları protesto edermiş gibi 0-0 bitti.
Laf taraftarlardan açılmışken burdan devam edelim. Boca'lılar orta halli sınıfı, River'lılar ise zengin kesimi, aristokrasiyi temsil ediyor. "Biz onlardan daha başarılıyız ve onların övündükleri tek şey daha zengin olmaları." diyor Ariel Ququerta adlı Boca'lı bir taraftar. Boca'nın sponsoru Nike'dır ve River Plate'inki ise Adidas. Boca'lı bir taraftarın Adidas markalı bir ayakkabı alması, linç edilmesi için geçerli bir sebeptir. Taraftarlar, ezeli rakiplerini yenmeden alınan bir şampiyonluğa çok sevinmezler. "Boca'yı yenelim ama şampiyon olmayalım" lafı La Bombonara'ya giden River Plate'lilerin ağzından düşmez.
Boca'lılar River'lılara "Gallinas" diye hitap ederler, yani "Tavuk" derler. River'lılar ise "Bosteros" diye karşılık vermekten çekinmezler. "Leş kokan" anlamına gelen bu söz, kötü kokan bir nehrin yanına kurulmuş olan Boca mahallesine gönderme mahiyetindedir. Boca Juniors'lılar Maradona ile övünürler ve bunu da stat girişine "Boca es mi religion, Maradona es mi dios, La Bombenera es mi iglesia” (Boca dinimdir, Maradona tanrım, Bombonera ise kilisem) yazılı pankartla göstermekten çekinmezler. Maviye tutulmuş kalplerin hissettikleri bunlar olsa da beyaz formalılar her seferinde Maradona'nın skandallarla dolu hayatına gönderme yaparlar. Kendilerine göre River Plate hep hücumu düşünür, göz hoş gelen bir futbol oynar; Boca Juniors ise sahada yalnızca kavga eder, hır gür çıkarır.
Arjantin'in ünlü stat şovlarını bu derbide görmek her zaman mümkündür. Ancak bu şovlar maç devam ederken yapılmaz. Boca Juniors'lular maçın başlamasına 1 saat kala sahaya konfeti ve teyp bantlarını atarken River Plate'liler seyreder. Aynı durum ikinci yarının başında tam tersi şekilde geçerlidir. 15 dakikalık arada beyaz bir şov başlar, maviler seyreder.
Futbol dünyasına neredeyse her yıl bir yeni yıldız hediye ederler ama ülkenin bozuk ekonomisi bu futbolcuları her sezon başında Avrupa’ya ihraç eder. Boca’lılar için Maradona, River’da yetişen tüm yıldızlara bedeldir. Batistuta, Veron, Martin Palermo, Riquelme Boca’nın bütçesini düzlüğe çıkarmak için sattığı son yıldızlardır. River Plate de en az ezeli rakibi kadar bir futbolcu fabrikasıdır. Francescoli’den Burgos’a, Crespo ’dan Salas’a, Saviola ’dan Ortega’ya Alfredo di Stefano ’dan Pablo Aimar ’a kadar birçok yıldız kırmızı-beyazlı forma altında parlamıştır.
Dünyanın en büyük derbisi için çok güzel bir yazı dizisi olmuş. Derbiyi bayramın ilk günü gece canlı olarak Spormax yayınlayacak paket üyeliği olmayanlar mysoccerplace.net'den şanslarını deneyebilirler.
YanıtlaSil