Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

7 Nisan 2010 Çarşamba

Barcelona 4-1 Arsenal


Şu maç hakkında medyada ve bloglarda yazılacak şeyler aşağı yukarı bellidir. Messi'den girersin, Xavi'den çıkarsın, yanına da takım oyunu sosunu ekleyip yazıyı bitirirsin. Barcelona başkasına imkan vermiyor çünkü. Her maç aynı istikrarlı oyun, her maç büyüleyici bir pas organizasyonu. Bir ara topla oynama oranları %75'e kadar çıktı, Arsenal çaresiz kaldı.

2-2'nin rövanşında bu maçta türlü sürprizler olabilirdi. Fazlasıyla heyecan vaadediyordu 90 dakika. Wenger ilk maçtan daha saldırgan bir takım çıkardı Camp Nou'ya. İlk 15 dakikada ortasahada Barcelona'nın presini kırmak istediler, kaptığı toplarla da hızlıca çıkmayı çabaladılar ama sahada bunu başarmak o kadar kolay değil. Bolca faul yaptılar. Başarılı oldukları 2-3 pozisyon var ve birinde de golü buldular. Barça ortasahada topla didişirken Diaby kaptığı topu Walcott'un önüne bıraktı ve Güiza'nın İngiltere'deki muadili Bendtner golü attı. Ömer Üründül'ün tabiriyle, "Daha neler olacak bu maçta Kerem" dedim kendi kendime. Eğer bu 1-0'lık üstünlüklerini en azından ilk yarının sonuna kadar sürdürebilselerdi bütün maçı alıp götürebilirlerdi ancak sevinçleri çok kısa sürdü. 2 dakika sonra Messi kendi hazırladığı pozisyonu gole çevirdi ve tabelada yazan skor 1-1 oldu. Gol ilginç. Bu yazıya başlamadan önce özete bir kez daha baktım ve Messi'nin ilk golü harbiden ilginç. Adam Xavi ile ikiye-bir yapmak istedi ama Xavi fazla içeriye girince top Silvestre'nin ayağına çarptı, böylece Messi rakip oyuncuyla ikiye-bir yapıp gol atmış oldu.

Arsenal pes etmedi ama güçleri de yetmedi. İleriye çıkarken yeteri kadar soğukkanlı değillerdi ve Barcelona kadar sahaya iyi yayılamadılar. Nasri bir şeyler yapmaya çalıştı ama yetmiyor tek kişi Barcelona'ya. Katalanlar birbirleriyle o kadar iyi anlaşıyorlar ve o kadar az pas hatası yapıyorlar ki topu ayağına alan her kişi yanında ve önünde en az birer kişi görüyor, pas yapmak çok kolay oluyor. Bunda Xavi'nin rolü elbette çok büyük. Tek paslar, oyunu kanatlara açmalar ve uygun yere çok güzel pas atmalar... Ve bunu o kadar güzel yapıyor ki bu adam, yaptıktan sonra Selçuk Şahin gibi olduğu yerde kalmıyor; attığı yere gidip yardım ediyor, markajdan kurtulup etrafına güven veriyor. Şüphe yok ki Barcelona'yı Barcelona yapan en önemli görev adamı.

Messi ilk yarıda 3 tane sallayınca Guardiola Madrid deplasmanını hesap edip vites düşürdü, idman havasında bir ikinci yarı izledik. Bunu yaparken Daum gibi geriye yaslanarak skoru korumadılar elbette, sadece oyunu daha az bir mesafede oynadılar. Ortasahanın ortasında bolca top çevirdiler. Bir ara sayamadım ama herhalde üst üste 100 pas falan yaptılar.

Gecenin diğer kazananı iser Mourinho idi. Inter ile oynayacak Barcelona. Grup maçlarında 2-0 kazanmışlardı, işlerinin ilk maç kadar kolay olmayacağını düşünmekle beraber yenecekleri neredeyse kesin gibi. Barcelona'nın rakiplerinin yapacağı bir şey yok, ne yazık ki durum böyle. Her oynadıkları maçta favoriler. Tıpkı bu sene Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu konusunda favori oldukları gibi.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.