Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

14 Şubat 2011 Pazartesi

Miroslav Stoch'un Performansı


Miroslav Stoch var olan saf yetenekleriyle muazzam bir oyuncu. Top tekniği, zekası, çalımları ile her an tehlike yaratabilecek bir oyuncu. Çelimsiz yapısını da dar alanda yaptığı kıvrak hareketlerle törpülüyor. Geçen sezon Twente'de oynadığı futbolla devlerin gözüne girmesini sağlayan da bu özellikleri. Hücumcu 4-3-3'ün sol kenarında oynuyordu ve Hollanda'da görmeye alışık olduğumuz boş alanları iyi değerlendiriyordu. Toplu ve topsuz vaziyette yaptıkları zevk veriyordu izleyenlere. Geçen sezon Avrupa Ligi'nde Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe - Twente maçında da 90 dakikanın sahadaki yıldızıydı. Gökhan Gönül'ün Fenerbahçe kariyerindeki en çok zorlandığı maçı yaşatmıştı kendisine. Hatta "Keşke bizde olsa" diye maçı birlikte izlediğimiz bir arkadaşıma dilekte bulunduğumu da çok net hatırlıyorum.


Bu bakımdan Stoch'un sezon başında Fenerbahçe'ye transfer olması beni bir hayli sevindirdi, heyecanlandırdı. Tuncay'ın gidişinin ardından vasatlaşan sol ön tarafa ilaç gibi gelecekti. Uğur Boral'ın kifayetsiz oyununu Stoch'la unutacak, sol kanatta vasatlaşan Özer'e sağ kanatta daha çok serbestlik gelecekti. Maç içerisinde belki de uzun yıllardır Alex'ten sonra en fazla heyecanla topun ona gelmesini beklediğimiz bir yıldızımız olacaktı.


Ama beklentilerin hiçbiri şu ana kadar yerine gelmedi. Sezonun ilk yarısında Karabükspor maçına kadar olan hemen hemen her maçta ilk 11'de sahaya çıktı. Ardından Aykut Kocaman'ın gözünden biraz düştü ve kalan son iki maçta da oyuna sonradan girdi, sezonun ikinci yarısında oynadığı bir maç ise yok.
Karabükspor maçı da dahil olmak üzere bu maça kadar olan bölümde Stoch'un performansı kimseyi memnun etmedi. Sebebi de Aykut Kocaman'ın oynatmaya çalıştığı futbolun neticesinde ortaya çıkan kaos futboluydu. Stoch ayak uyduramadı bu karmaşaya.

Fenerbahçe'nin oynamaya çalıştığı, Aykut Kocaman'ın görmek istediği futbolu şöyle özetlemek mümkün. Topa sahip olan ve kazandığı topun hemen ardından sahanın bütününe yayılan, yeşil alanın her bölgesini kullanmaya çalışan hücumcu bir takım. Yaratmaya çalıştığı buydu hocanın. Fakat bunu yaparken birçok radikal değişiklikler yaptı, ya da var olan düzeni bozdu. Fenerbahçe'nin yıllardır oynamaya çalıştığı futbol bellidir. Savunmayı ön plana çıkaran, takım savunmasını iyi yapan, topa bolca sahip olan ama bu sahip olmayı yalnızca skor üretmek için değil rakibi sindirmek için yapan, riski minimuma indirilmiş bir takımdı. Daum, Zico, Aragones ve tekrar Daum dönemlerinde bu sistem değişmedi. Savunma derinde kuruluyordu. Özellikle Zico'nun ardından Lugano, Edu ya da stoper mevkiinde kim oynuyorsa, orta sahaya pek fazla yakınlaşmadılar. Önlerinde oynayan savunmacı orta saha oyuncularından aldıkları destekle de rahatladılar. Oyun kurma işlevini de üstlenmediler, daha çok hemen önlerindeki orta saha elemanına ya da kenarlardaki beklere verdiler topu. Aykut Kocaman'ın değiştirdiği birinci unsur buydu. Sezon başında her takıma verilen rekor sayıdaki pozisyonlara tekrar bir göz atın. Lugano - Bekir ikilisinin hep ileride yakalandığı, takımın gerideki oyuncularının en fazla 4 ya da 5 sayıda olduğu, ikiye bölünmüş bir takım göreceksiniz. Hatlar arası bağlantı kopuyordu, oyuncular birbirlerine çok uzaktı, yardımlaşma denen bir şey yoktu ve haliyle takım sezona her kulvarda rezil bir giriş yaptı.


Takımın verdiği pozisyonlar yüzünden tedirginleşen Cristian Baroni hücuma çıkamadı, adeta üçüncü bir stoper gibi ceza sahası ile orta saha arasındaki 20 metrelik alanda kendisini sınırlandırdı. Emre'nin temposu tüm takıma yetmedi ve Aykut Kocaman yüzünden performansı düşen Alex takıma katkı veremedi. Mehmet Topuz'un başı kesilmiş tavuk gibi ordan oraya koşturmasını ve takımın pas etkinliğine olan sıfır katkısını da buna ekleyince, ileride yalnızlaşan ve Güiza'yı aratmayan Niang ve Stoch'un neden performanslarının düştüğünü görebilirsiniz. Niang'ın sezona iyi bir giriş yaptığını söyleyebilirsiniz ama yalnızca golle değerlendirmemek lazım. Gollerin haricinde çok yalnız kaldı Niang. Nerde kalmıştık? Stoch'un ve Niang'ın yalnızlığından. Sebebi de bu orta sahadaki karaktersizlikti işte. C. Baroni'nin gitgide stoperleşmeye başlaması, Emre'nin, Alex'in ve Mehmet Topuz'un etkisiz oyunları yüzünden top ileriye taşınamıyordu. Pas kanalları çok çabuk tıkanıyor, tek çare olarak da uzun toplar görülüyordu. Ancak Niang'ın indirdiği topları alan yoktu, Stoch ise o boyu yüzünden topları indiremiyordu.



Stoch'un veriminin düşmesinin ana nedeni bu. Fenerbahçe'nin orta sahadan ileriye top taşıyamayışı. İlerde çoğalamayan takım rakibini bozamaz, rakip defansta boşluklar yaratamaz. Haliyle kanat oyuncularının verimi düşer. Fenerbahçe rakibini hiç eksik yakalamadığı için, Stoch istediği alanların hiçbirini bulamadı. Hollanda'da bulduğu boş alanları iyi değerlendirip içeri kat ediyor, ceza sahasına giriyordu. Ama bunları yapması için ilk önce o boş alanları bulması lazım değil mi? Rakipler Fenerbahçe'ye o alanları vermiyordu işte. Hollanda'da kaleye yakın oynayan ve 4-3-3 için ideal bir sol kanat oyuncusu olan Stoch, kaleye yaklaşamayan Fenerbahçe'de etkisizleşti. Takım rakip ceza sahasına uzak oynayınca Stoch da kaleye yaklaşamadı ve izlemeye alışkın olduğumuz o aksiyonlarından hiçbirini gerçekleştiremedi. Haliyle koca ilk yarıyı 1 golle kapadı.

Takım kötüyse oyuncunun bireysel performansıyla bir şeyler yapmasını beklersiniz. Şöyle iki çalım atacak, uzaktan bir şut çekecek veya liderlik yapıp takımı ayağa kaldıracak, falan. Stoch bunların da hiçbirini yapamadı. Çünkü Türkiye Ligi'nin fiziki şartlarına ayak uyduramadı. Yapısı öyle bir şeye uygun değil zaten. Rakip topa ayağını uzatınca ayağını çekiyor, veya vücut vücuta mücadele edemiyor, çoğunlukla yere düşüyordu. Aykut Kocaman'ın istediği o "ısıran takım" kimliğine de uymuyordu haliyle. Stoch böyle bir oyuncu değil.

Kocaman'ın Stoch'tan vazgeçip Issiar Dia'ya daha çok şans vermesinin açıklaması ise çok basit. Dia fiziki olarak daha iyi, daha diri, daha kuvvetli bir oyuncu ve Stoch'tan daha hızlı. Takımın son zamanlardaki çıkışında bulduğu şansları da iyi değerlendirdi ve takımın bankolarından biri oldu.

Ancak ben Stoch konusunda karamsar değilim. Hala bu takımda iş yapabilir. Zira Fenerbahçe ilk yarıdaki vasat Fenerbahçe değil. Birçok yönden kendini geliştirdi takım. Artık savunma daha derinde kuruluyor ve orta saha oyuncularının rolleri daha belirgin. Alex'in ve Mehmet Topuz'un yükselen performansları da hücumda Niang'ın yalnız kalmasını engelliyor. Artık Fenerbahçe rakibi hataya zorluyor ve boş alan buluyor. Stoch bu takımda iş yapabilir.

Ayrıca kontr-ataklardaki bariz bir şekilde görülen sıkıntı var. Rakip boş yakalansa dahi bunu değerlendirecek bir planı yok takımın. Yanlış pas ve şut tercihleri takımın farkı açmasını engelliyor. Aykut Kocaman Stoch'u bu şekilde de değerlendirebilir. Boş alanlarda Stoch etkinliğini gösterebilir.

Benim hala umudum var.

Not: Bu uzun yazıyı sıkılmadan sonuna kadar okuyanlara teşekkür ederim. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.