Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

22 Haziran 2011 Çarşamba

Fenerbahçe Orta Sahasına Alternatif İsimler: Borja Valero ve Matuzalem


Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman, geldiğinden bu yana transfer konusunda bilinçli hamleler yaparak olumlu tablosuna artıları ekledi. Sezon başında Kocaman'ın kafasında bir fikir vardı. Takım kanatları kullanacaktı. Aykut Kocaman'ın bu düşüncesinden yola çıkarak yönetim gereksiz, içi boş "yıldız" transferlerinden vazgeçip vaad edilen oyuna uygun oyuncular peşinde koştu. İki hızlı ve genç kanat adamı, bir iyi bir bitirici ve transfer sezonunun sonuna doğru bir de stoper alındı ki tutarlı transferlerdi bunlar. Eksik bölgelere adamlar alınmıştı, kadro genişlemişti ve sezon içinde Fenerbahçe hiçbir zaman kadro sıkıntısı yaşamadı.

Şimdi yeni sezon öncesi üç kulvarda zorlu maçlar oynanacak. Avrupa'da gidebilinen yere kadar gidilecek, kupada bir kez daha büyük umutlarla zafer aranacak ve en önemlisi de ligde şampiyon olunacak. Üst üste zorlu maçlar oynanacak, haftada bazen iki kez sert maçlara çıkılacak ve artık rakipler daha fazla. Trabzonspor, Fatih Terim'li Galatasaray, yenilenen Beşiktaş ve Bursa, Gaziantep, Kayseri gibi takımların bu sene zirveyi zorlamasına kesin gözüyle bakmak lazım. Haliyle rakipler çoğalınca, iyi de bir kadro kurmanız gerekiyor.

Şu zamanlarda Fenerbahçe'de transfer gündeminin birinci maddesi Emre'nin yanına alınacak bir orta saha oyuncusu. Geçen sezon içinde Emre'nin yanı vasat Cristian Baroni ve Selçuk'la tamamlanmaya çalışılmıştı, zaman zaman zorlama hamlelerle Gökay ve Mehmet Topuz da rotasyonda kullanılmıştı. Avrupa'dan ve kupadan erken elenip rotanın yalnızca lige yönelmesiyle birlikte o bölgedeki eksiklik belki çok fazla göze batmadı; bir şekilde rotasyonlarla maçlar tamamlandı.

Fakat bu sene Fenerbahçe geçen seneden daha iddialı; ve daha güçlü olmak zorunda. Rakipler çoğaldı, maçlar çoğalacak, yoğun dönemler yaşanacak ve sakatlıkların artması da çok muhtemel. Hal böyle olunca doğru bir teşhisle o bölgeye eleman alma adına girişimler başlatıldı. Aykut Kocaman'ın şampiyonluk sonrasında LİGTV'ye verdiği bir röportajda söylediği sözler ışığında beklentilerimi yönlendirdim ben. Kocaman, alınacak orta saha oyuncusunun sert, fiziki mücadeleden kaçmayan ama yalnızca defansif olarak değil hücum olarak da takıma katkı sağlayan bir eleman olacağını söylemişti. Bu niteliklere uyan birçok oyuncu var ki bunlardan biri de Aykut Kocaman'ın kendi ağzıyla söylediği üzre Lass Diarra. Lass o bölgeye güzel olabilirdi ama maddiyat olarak büyük bir külfetin altına girmek gerekiyordu; "takım içi dengeler"i bozmamak adına diğer alternatiflere yönelindi. Alou Diarra, Moussa Sissoko, Etienne Capoue gibi isimler geçiyor. İlki hariç diğer ikisi hakkında pek fazla bilgim yok, bir şey diyemem. Ama benim iki güzel önerim var: Villarreal'da oynayan Borja Valero ve ikinci tercihim olarak Lazio'lu Matuzalem.

Ortak yanları pas kalitelerinin yüksek olması ve trend tabirle "iki yönlü oyuncu" olmaları. Ama tek tek değerlendirelim bilgimiz dahilince.

Borja Valero 26 yaşında. Valero'yu izlediğiniz zaman onun temposu, pasları ve sahanın her yanına koşuşu dikkatinizi çekiyor. Bırakın iki yönlüyü, dört yönlü bir oyuncu olarak bile görebiliriz kendisini neredeyse. Klasik bir savunma önü oyuncusu değil, ilk önce bunu söylemek lazım. Oyunu kuran, pas dağıtan ve takımı hücuma kaldırdıktan sonra yerinde çakılı kalmayıp ileriye giden, modern bir orta saha oyuncusu. Onu çok iyi yapan en önemli özelliği de defansı ve hücumu aynı oranda disiplinli bir şekilde yapabiliyor olması. Duran topları kullanmada usta. Ve de kesinlikle bir lider. Sürekli pas isteyen, arkadaşlarını yönlendiren, oyunun sıkıştığı anlarda sorumluluk alan bir oyuncu.

İstatistiklerine bakıp kendisinin golcü bir oyuncu olmadığını düşünebilirsiniz ki nispeten doğrudur. O gol atmaktan çok gol hazırlamada usta bir oyuncudur. Bu sezon Villarreal'in keyif veren futbolunun en önemli oyuncularından biriydi ve Nilmar ile Rossi'yi paslarıyla sürekli besliyordu. Zamanında attığı şık ara pasları takımı ipten aldı çokça zaman.

Ayrıca "ısıran" bir oyuncu olduğunu da geçtiğimiz sezon gördüğü 9 sarı 1 kırmızı karttan anlayabiliriz.

Geçen sezon yalnızca ligde bir kez maç kaçırdı ve oynadığı 35 maçın tamamında ilk 11'de sahaya çıktı. Takımının banko ismiydi.

Bu kadar övdük, pek bilgisi olmayanlar Messi sanmasın. Olumsuz özelliklerini de hemen sıralayalım: Temel gücünü paslarından aldığından dolayı işi abarttığı sıralarda bazen anormal pas hataları yapabiliyor. Ve bazen görev bölgesinin dışına çıkıp ani ataklarda çok ilerde kalabiliyor. Ama genel oyun profili, olumsuz özelliklerini gömüyor diyebiliriz rahatlıkla.



Matuzalem ise Valero'ya göre daha temposu düşük, daha dar alanda oynayan bir oyuncu olmasına rağmen pas kalitesi bakımından Valero'dan daha kötü değil. Temposundaki gerilemeyi de yaşına (31) bağlamak lazım. Kariyerinin büyük bölümünde istikrar tutturamamış olsa da 3 yıllık Shaktar Donetsk ve ardından geçen sezon Lazio'da aldığı süreler fena değildi.

Oyun tarzı bakımından Emre'nin benzeri demek mümkün. Teknik bir sol ayağı ve üstün bir oyun görüşü var. Temposu dediğim gibi yüksek değil ama hücumda iyi bir silah. Sürekli deldiği pas yollarıyla takımın hücum alternatiflerini çoğaltmakta.

Şöyle bir detaya gireyim. Matuzalem Şampiyonlar Ligi'nde takıma ayak uyduramayabilir. Zira Fenerbahçe Avrupa'da maçların büyük bir bölümünü kendi yarı sahasında geçirecek. Haliyle defansif organizasyonun üst düzeyde olması lazım. Keza hücumda da. Matuzalem bu tempoyu kaldırabilir mi, emin değilim. Ama ligde sürekli hücumda oynayan Fenerbahçe'nin en önemli kozu olabilir. Oyunu rakip yarı sahaya yıkan bir takım için muhteşem bir orta saha oyuncusu olacaktır.
2 yıllığına al takımına, bu oyunu ligde şampiyonluk için yeterli olur.

Valero ise fiziksel olarak yıpranmamış, jilet gibi oyuncu. Hem defansif hem ofansif anlamda takımın beyni olabilir. Fenerbahçe'nin aradığı orta saha elemanı bana göre Valero'dur, ikinci alternatif ise Matuzalem olabilir.

İşin muhasebesine gelince. Transfermarkt'taki veriler ne kadar doğrudur bilemem ama Valero'nun bonservis bedeli 12.000.000£ olarak gözüküyor. Matuzalem'in ise daha düşük; yalnızca 2.500.000£.

Alınabilir mi? Neden olmasın? Alınır mı? Hiç ümidim yok.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.