Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Fenerbahçe Şampiyo...


Ankaragücü'nün -haliyle- ekstra motivasyonu, Kadıköy'de pek görmeye alışık olmadığımız bir başlangıca neden oldu. Çok adamla ileride bastılar, seri oynadılar ve Fenerbahçe'nin oyun kurmasını zorlaştırdılar. Zaman zaman da faullerle oyunu soğuttular. Ankaragücü'nün kadrosu, potansiyel bakımından bunu ve bundan daha fazlasını yapabilecek tarzda bir ekip. Yalnızca biraz beceri eksikliği nedeniyle sonuca gidemediler. Fenerbahçe'nin, önceki Kadıköy maçlarında gördüğümüz baskılı oyunu oynayamaması, pozisyona girmekte zorlanması, Trabzon'dan gelen erken gol haberleriyle birleşince taraftarların kafasında "Acaba" diye bir soru işareti belirdi. Ancak durumun farkına erkenden varan Alex, ceza sahasına ikinci dalışında takımına penaltıyı kazandırdı. Bilerek, isteyerek, farkında olarak yaptırdığı bir penaltıydı bu. Takımını öne geçirdi, yetmedi Niang'a bir penaltılık daha pas atınca hem rakibi 10 kişi bıraktı, hem de skoru 2-0'a getirip sarı-laciverte gönül verenleri rahatlattı.

Ard arda gelen şok dezavantajlar olmasa Ankaragücü Kadıköy'den puan çıkarabilir miydi, bilemem. Fakat Fenerbahçe'nin bilinçli ve iştahlı oyunu, zaten golün geleceğini bildiriyordu. Bu sezon gol atılmadan tamamlanan maç sayısının -hele ki Kadıköy'de- çok az olduğu düşünülürse, bu ihtimal biraz hafif kalıyor sanki. Fakat maçın zorluk derecesinin 2-0'dan sonra yüzde 80 oranında azaldığı da bir gerçek.

İkinci yarıyla birlikte Fenerbahçe oyunu rolantiye aldı, rakip de maçı bırakınca boş alanlar çoğaldı; Fenerbahçe pas oyununu çok iyi oynadı ve güzel bir 45 dakika geçirerek maçı tamamladı.

Sahadaki 22 futbolcunun arasında hem oynadığı oyunla, hem attığı gollerle hem de hal ve tavırlarıyla en farklı, en göze çarpan oyuncu her zaman olduğu gibi yine Alex de Souza'ydı. İlk önce tehlikeyi sezip takımını rahatlattı, ardından futbol cambazlığını gösterip saha içerisinde hünerlerini gösterdi, şovunu yaptı kaptan. 4'ü duran toptan olmak üzere 5 gol attı Brezilyalı. 5 golün estetik güzelliği ayrı ayrı tartışılır, hepsinin de yeri ayrıdır. Duran topların hepsini büyük bir soğukkanlılıkta, hiç tereddüt etmeden, aynı köşeye gönderdi. Artık bu tip topları ayağıyla değil resmen zekasıyla atıyor. Hele o ilk penaltının tekrar gösteriminde, Alex'in golü aslında topa vurduktan sonra değil, daha topa vurmadan önce attığını görüyorsunuz. Kalecinin sağ köşeye yatacağını birinci ağızdan öğrenmiş gibi kararlıydı. Topu sol köşeye gönderirken abanmadı, ya da gol olsun diye ölü noktaya göndermedi, dokundu; adeta bıraktı oraya... Bir penaltı ancak bu kadar güzel atılır!

Bana göre bu sonuçla birlikte Fenerbahçe şampiyon oldu. Artık daha önceden 2 kez tecrübeli olsak da, bu takımın Sivasspor'a puan vereceğini sanmıyorum. Hadi oldu diyelim; bir mucize daha gerçekleşti üçüncü kez... Yine de benim için değişen çok şey olmayacak. Sezon başındaki yıkık dökük takımın toparlanıp bu işi buraya kadar taşıması dahi şampiyonluk kadar değerli. Son 17 maçta 16. galibiyetten bahsediyoruz...

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.