Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

22 Temmuz 2012 Pazar

Ne Senle Ne Sensiz


Alex de Souza ile Aykut Kocaman meselesi yeniden alevlendi. İkili arasında futbol mantalitesi anlamında bir fikir ayrılığı olduğu doğrudur; bunu Alex de ifade etmişti zaten. Fakat ikisi de hem sportif hem insani anlamda çok kaliteli isimler, haliyle bu fikir çatışması kavgaya, husumete dönüşmeden hocanın geldiği ilk sezonun başında çok büyümeden bitmişti. Aykut Kocaman takımı birden Alexsizliğe itmenin yanlışından kısa sürede dönmüş, takımda da yavaş yavaş taşlar yerine oturmaya başlamış, nihayet sezon sonunda şampiyonluk gelmişti. Geçen sezon ise hem Alex'in inanılmaz performansı hem de malum şike olayları yüzünden Aykut hoca Alex'le ilgili yeni bir karar almadı. Sürekli ilk 11'de çıktı. Bu sezon ise tamamen futbola döndük ve hocanın da takımın da kafası rahat. Haliyle kafasındaki Alex meselesini tekrar masaya yatırdı Aykut Kocaman.

Nedir bu mesele? Hoca Alex'i çekemiyor mu? İkili arasında terlikli kavga mı oldu? Alex'in tipi mi hoşuna gitmiyor Aykut Kocaman'ın? Hayır. Konu tamamen sportif. Aykut Kocaman'ın kafasındaki ideal futbol düşüncesine uymuyor Alex'in futbolu. Alex gibi bir adam her türlü sisteme gider diye düşünülebilir fakat hoca daha iyi bir orta saha profili hayal ediyor muhtemelen. Alex koşmuyor, koşuyorsa da bu koşular takımın pres futboluna yönelik verimli koşular değil. Top rakipteyken Fenerbahçe hep bir adam eksik oluyor ve orta saha çabuk deliniyor. Alex atıyor, attırıyor ama takımdaki oyuncular Alex'e aşırı güven duydukları için tüm organizasyonu onun üzerine yığıyorlar, Alex kötü olduğu zamanlarda da Fenerbahçe tat vermiyor ve bu hocayı düşündürüyor demek ki. Ve bunun için kolları sıvadı, cesaretli adımlar atıyor Kocaman.

Şöyle ki, hoca geçenlerde "Alex artık yaşlandı, onun oynadığı süreleri azaltacağız ve hem ondan maksimum verim alacağız hem de onsuz Fenerbahçe'nin planlarını yapacağız" dedi. Bu bence bu konudaki en mantıklı yol. Alex gittiğinde takım sudan çıkmış balığa dönmesin diye bazı maçlarda Alex'in olmadığı bir Fenerbahçe izleyeceğiz. Böylece hem Alex diri kalacak ve kendi performansını ortaya koyacak, hem de Alex'siz Fenerbahçe'nin provalarını göreceğiz. Bir taşla iki kuş. Mantıklı değil mi?

Tabii bu işin en pozitif yönü. Ve bu yol meşakkatli bir yol. İçinde birçok soruyu barındıran bir yol:

- Alex yedekliği kabul eder mi?
- Alex'in kulübede olmasına taraftar ne der?
- Mağlubiyetler geldikçe hoca bu sevdadan vazgeçip Alex'e sarılır mı?
- Takımda Alex gibi bir adam varken onu yedek bekletmek enayilik değil mi?
- Bir maç Alex'li bir maç Alex'siz oynayan oyuncular organizasyon sıkıntısı çekerler mi?

Bunlar da işin olabilitesi yüksek yanları. Özellikle 4. soru tüm tartışmaların belki de en önemli sorusu. Fakat o varken ondan verim alıp o gittikten sonra inanılmaz bir boşluk hissetmek de kötü olacak. Onsuz bir takımın nasıl olması gerektiğini yavaş yavaş ayarlamak gerek. Bakalım sezon içinde bizi neler bekliyor. Umarım kazanan Fenerbahçe olur.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.