Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

21 Ocak 2012 Cumartesi

Kurtarılmak Değil, Aklanmak İstiyoruz


3 Temmuz'dan beri her gün ortaya atılan iddialar, tartışmalar, deliller ve telefon görüşmelerinin baş aktörü Fenerbahçe olmasa küme düşme kararı çoktan alınmış mıydı? Bence evet. Koskoca TFF hemen hemen her gün bambaşka bir çelişki içine düşer, küme düşmeyi kaldırmak için genel kurulu toplamak gibi bir rezillik içerisine girer miydi? Hayır. Küme düşme kararının kaldırılmasından ben bir Fenerbahçeli olarak mutlu muyum? Hayır, tersine rahatsızım. Peki bu kararı destekleyen bir Fenerbahçeli var mı? Benim çevremde bu zihniyette birisi yok. Aksine herkes bir an önce iyi ya da kötü bir kararın verilmesini, artık bu olayların sonlanması isteminde. Fenerbahçe spor kulübe de resmi olarak şike ya da teşvik priminin ve bunlara teşebbüsün cezasının küme düşürülme olması gerektiğini, puan silme ya da başka bir cezanın verilmemesi gerektiğini belirtti. Aziz Yıldırım ve Ali Koç'un ardından nihayet Nihat Özdemir de bu fikre sahip olmuş durumda. Galatasaray olayların başından beri bunu savunuyor zaten. Trabzonspor'u, Beşiktaş'ı, Ordu'su, Bursa'sı... Taraftarı, medyası, o'su bu'su... Herkes cezanın küme düşme olarak kalması fikrinde. Peki TFF ve onun başkanı Mehmet Ali Aydınlar'a ne oluyor? Neden cezaların değişmesi ya da bir seferlik affedilmesi için türlü türlü ali cengiz oyunlarına başvuruyor? Ondan başka isteyen yokken neden kendine böyle bir dert edinmiş durumda? Amacı Fenerbahçe'yi ya da alıştığımız ağızla "Türk futbolu"nu kurtarmak mı? Yoksa işin içinde çok daha derin mevzular mı var? Mesela oy kaygısına kapılan başbakan Erdoğan bu süreçte Fenerbahçe'yi kurtarmak gibi bir dert içerisine düşmüş olabilir mi? Ve Mehmet Ali Aydınlar'ı böyle saçma sapan kararlar almada "zorlamış" olabilir mi? Bence hiç de az ihtimalli bir durum değil bu.

Bence şike iddialarının tamamı deli saçması, mantıksız, aptalca şeyler değil. Bu blogda defalarca da söyledim, twitter'da da sürecin başından beri söylüyorum. Beni kuşkuya düşüren durumlar var. Normal olmayan olaylar, diyaloglar var. Fakat konumuz bu değil. Fenerbahçe bu süreçten tertemiz, aklanmış olarak da çıkabilir; pisliğin içine saplanmış olarak da... Fakat ne olursa olsun, tamamen hukuki ve sportif yargılamanın sonucunda, objektif kararlarla bu süreç sona ermelidir. Kişilerin keyfi tutumlarına, siyasi operasyonlara, ekonomik çıkarlara Fenerbahçe meze olmamalıdır. Kapalı kapılar ardında Fenerbahçe üzerinden kimse menfaat sağlamamalı, ne şiş yansın ne kebap zihniyetiyle hiçbir şekilde bir eyyama gidilmemelidir. 58. madde değişmemeli, suçlara af getirilmemeli, cezalarda azaltma olmamalı, puan silme cezası gibi aşağılık bir uygulamaya gidilmemeli. Hiçbir Fenerbahçeli bu süreçte suçlu bulunduğu takdirde affa uğramayı, kurtarılmayı istemiyor, beklemiyor ki zaten Fenerbahçe camiası buna ihtiyaç da duymamalı. Bu kulüp alt kümeye de düşse taraftarı yalnız bırakmaz, ilk günkü heyecanıyla ertesi sene tekrar ait olduğu yere döner, yine ligde fırtına gibi eser. Bundan benim şüphem yok. Hiçbir Fenerbahçeli küme düşmekten korkmamalı. İşte o zaman kaybederiz.

Son olarak; biz eyyam istemiyoruz. Objektif bir yargılamanın neticesinde cezamızı varsa çekmek istiyoruz. Kimsenin yardımına muhtaç değiliz, kimse bizim üzerimizden türlü oyunlar çevirmesin. Biz kurtarılmak değil, aklanmak istiyoruz.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.