Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

25 Nisan 2011 Pazartesi

Bucaspor 3 - 5 Fenerbahçe


Trabzonspor’un Eskişehir deplasmanında kaybettiği puan, Fenerbahçe’nin haftaya lider girmesine olanak sağladı. Ancak rakibin minimum düzeyde olan tehditkârlığı, Fenerbahçe’nin konsantrasyonunu bozmuş. Yoksa, haftalardır rakibin mutlaka puan kaybedeceğini umduklarını söyleyen takımın fertlerinin, önlerine gelen bu fırsatı değerlendirmemekte bu denli isteksiz olmasının başka bir sebebi olamaz. Bucaspor yerine misal Ankaragücü olsaydı rakip, daha iyi bir takım seyredeceğimizden eminim.

Maç öncesi beklentiler; Fenerbahçe’nin ilk düdükten itibaren rakibi baskı altına alacağı, haftayı lider bitirmek adına uğraşacağı, bol gollü de bir galibiyet alacağı yönündeydi. Ancak Fener’in Bahçesi, ilk dakikadan itibaren yavaş oynayan, temposuz, isteksiz; rakibi yormayan bir takım görüntüsü içerisindeydi. Top belki sürekli kendilerindeydi, evet Buca’nın ileride etkili olduğu da söylenemez fakat hücumda bu kadar kısır, organizasyonsuz bir takım muhtemelen kimse beklemiyordu.

Cristian Baroni kendi vasatında, Emre biraz uğraş içerisinde, Alex isteksiz olunca top merkezden ileriye taşınamadı. Kanatlarda da durum farklı değildi. Caner her ne kadar Eskişehirspor maçının kahramanı gibi gösterilse ve bundan sonraki maçlar için banko ilk 11′de oynatılması istense de, şampiyonluğa oynayan bir takımın sol kanadında oynayacak yeteneğe sahip değil. Çok koşuyor, uğraşıyor ama çok hata yapıyor. Yani topu ayağına aldığında topu kaybetmesin de, geriye de oynasa farketmez diye içinizden geçiriyorsunuz. İleriye yönelik bir aksiyonuna da pek rastladığımız söylenemez. Gayet de vasattı İzmir’de. Sağ kanattaki Mehmet Topuz ise, hem orjininden gelen alışkanlığı hem de kendisine verilen özel rolden dolayı çoğu zaman sağ açık gibi değil de sağ iç oyuncusu gibi oynuyor. Rakibin sol kanadına destek veren oyuncusunu merkeze çekip Gökhan Gönül’ün önünü boşaltmaya çalışıyor, ona pas atıp gerisini de 77 numaranın yeteneğine bırakıyor. Bucaspor maçını sayalım ya da saymayalım farketmez; çizgiye inip orta yaptığına rastlamak pek mümkün değil. O daha çok oyun kurulurken Alex’e yardımcı oluyor. Ama olmayan futbol zekası, fırsatları değerlendirememesine yol açıyor ve takımı hücuma kaldırma becerisine sahip değil. Fiziki üstünlüğüne, mücadelesine, rakibiyle olan münakaşasına bir şey diyemem ama bir sağ açık oyuncusundan beklenen birçok şeyi de yapmıyor.

Hal böyle olunca Semih’in maçın büyük bölümünde yaşadığı verimsizliğin sebebini araştırmak kısa sürüyor. Top ileriye bir şekilde taşınamadı. Semih ileride yalnız kalınca, sürekli geriye gelmek zorunda kaldı. Fenerbahçe, tıpkı her iki Barcelona – Real Madrid maçında olduğu gibi, topu orta saha yuvarlağının 10-15 metre civarında çevirdi durdu, ileride etkili olamadı.

Yenilen 3 amatörce gol de net bir şekilde konsantrasyon eksikliğinin sonucu. Koskoca takım Musa Aydın’ı, arka direkte nasıl boş bırakır? Ya da Abdülkadir’in gollerinde Lugano – Yobo ikilisi neden bir hamle yapmazlar?

3-1′den sonra içinden şampiyonluk gitti kuşkusunu geçirmeyen taraftar yoktur. Ben de aynı şeyi düşündüm. Fakat imdada penaltı yetişti. Bana göre pozisyon penaltıydı. O el neden o kadar açık? Kayarken mecburen açık olacak diye görüş bildirenler var; e o zaman her kanat ortalarında defans oyuncuları bilerek kayıp ellerini açsınlar; ne de olsa bahane hazır!

Alex ilk önce penaltıyı çok soğukkanlılıkla güzel bir şekilde attı, ardından müthiş bir kafa vuruşuyla beraberliği sağladı. 3-3′ten sonra bu maçın çevrileceği belliydi. Ancak takımı öne geçiren golün Güiza’dan gelmesi pek de beklenmiyordu. Kendisinin oyuna girişinden sonra sağ kanada geçen Semih, Güiza’ya güzel bir pas attı, Güiza da güzel bir vücut hareketiyle golü attı. Fenerbahçe maçta ilk kez öne geçti. Ardından gelen Andre Santos golü, sos niyetineydi.

Sonuç

Bu futbolun haftaya İBBspor’a karşı yetip yetmeyeceği tartışılır; bence net bir şekilde yetmez. Fakat ben Fenerbahçe’nin haftaya bu şekilde oynayacağını sanmıyorum. Başka bir atmosfere sahip maçtı. Yaşandı ve bitti. Şimdi daha büyük konsantrasyonla, Kadıköy’de puan kaybetmek istenilmeyecektir. Ve İBB’yi yenen Fenerbahçe, bana göre gerçek anlamda şampiyonluk için avantaj sağlayacaktır.

0 yorum:

Yorum Gönder

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.