Tanzanya'nın en büyük şehri Darüsselam'da önyargıların kurbanı olan ancak futbol sayesinde umut bulan bir topluluk var. Afrika'nın en büyük dağı Klimanjaro'ya evsahipliği yapan 40 milyon nüfuslu Tanzanya'da halkın büyük bir kısmı kırsal kesimde yaşıyor. Ülke aynı zamanda 170.000 albinoya evsahipliği yapıyor. Tanzanya bir süre önce albino hastalarına yönelik şiddet hareketleriyle gündeme gelmişti.
Dariusselam Albino Cemiyeti Başkanı Ernest Kimaya açıklıyor:
"İnsanlar bir albinonun uzuvlarına sahip olduklarında zengin olacaklarına inanıyorlar. Bu inanışı büyüceler de görebiliyor. Tabii böyle bir şeyin gerçekle yakından uzaktan bir ilgisi yok. Ancak insanlar inanıyorlar. Çünkü albino hastalarının hiçbir işe yaramadıklarını düşünüyorlar. Oysa bakış açıları tamamen yanlış."
Albino kalıtsal bir hastalık. Vücuttaki melanin eksikliği ten ve saç rengini etkiliyor. Bu genetik bozukluk siyahi Afrikalılar'da daha da belirgin bir hale geliyor. Ancak albino hastaları batıl inançlar ve önyargılarla mücadele etmek zorunda. Albino hastalarına "Beyaz Hayalet" denmesi bunun en belirgin örneği.
Ancak bir futbol takımı pek çok şeyi değiştirebilir. Albino United güneşin batışıyla birlikte antremana başlıyor. Kulübün kurucusu ve işadamı Oscacr Daniel Haule açıklıyor:
"Albino cinayetlerinden sonra bir takım kurmaya karar verdim. Bir futbol takımımız olursa cinayetleri destekleyenlere Albino hastalarının da herkes gibi insan olduğunu, hayvanlar gibi avlanıp öldürülmemeleri gerektiğini gösterebileceğimizi düşündüm. Bence mesajı yayma açısından çok etkili bir yöntem. Çünkü futbolu herkes sever."
Takımın renkleri mavi-beyaz. Ancak zaman zaman yeşil forma da giyiyorlar.
2008'de kurulan takım hem Haule hem de Albino Cemiyeti tarafından destekleniyor. Oyuncular da sahada oldukları süre içinde günlük sorunlardan uzaklaşma şansına sahip. Bir futbol takımında oynamak, aileleri tarafından utanç veya koruma amaçlı olarak gözlerden uzak tutulan çocuklar için bir kabul görme aracı olarak algılanabilir.
Takımın kaptanı John Mbwinie konuşuyor:
"Size bir albino hastası olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatayım. Hiçbir işe yaramayan değersiz varlıklar olarak görülüyoruz. En büyük sorun bu. Toplum bizi bir çöp tenekesi olarak görüyor. Ama böyle olmak bizim değil, Yüce Tanrı'nın takdiri."
Albino hastalarının en büyük düşmanlarından biri de güneş. Güneş ışınları cilt kanserine neden olabiliyor. Albinoların bir diğer sorunu ise göz bozukluğu.
Söz tekrar Haule'de:
"Antrenörlük yapmaya başladığımda insanlar bana gülmüştü. Bunun imkansız bir şey olduğuna ve albinoların futbol oynayamayacağına inanıyorlardı. Ama ben yılmadım ve devam ettim. Bu işi gönüllü olarak yapıyorum çünkü insanlara herkes gibi albinoların da futbol oynayabileceğini göstermek istiyorum."
Futbol oynamak gibi basit bir aktivite bile bu insanların yaşamında birçok şeyi değiştirebiliyor. Eğitim ve sosyal katılım olanaklarından yoksun kalan albinolar psikolojik sorunlar da yaşıyor. Ancak önyargıların zamanla yıkılmasıyla birlikte seslerini yavaş yavaş duyurmaya başlamışlar.
Takımın kaptanı Mbwinie devam ediyor:
"Takıma albinolara yönelik cinayetlerin başlamasından sonra katıldım. Daha önce de futbol oynamıştım ve oldukça iyi olduğumu söyleyebilirim. Övünmek gibi olmasın ama, epey yetenekliyim. Takıma katılarak cinayetleri destekleyenlere mesaj göndermek istedim. Albinoların, birleşerek önyargılara karşı hep beraber mücadele etmesi gerektiğine inanıyorum."
Futbol takımı Tanzanya'da albinoların yaşamlarını değiştirmeye yönelik atılan küçük ama olumlu bir adım. Parlamentoda albino hastası bir milletvekilinin göreve başlaması bu konuya toplumsal bakış açısının değişmesinde önemli rol oynayabilir. Albino United'ın bir süre önce 3. Lig'e yükselmesiyse seslerinin daha gür çıkmasını sağlayabilir.
Haule son sözlerini söylüyor:
"Bu projeye başladığımda başarılı olacağımıza inananlar yok denecek kadar azdı. Aradan bir buçuk sene geçmesine rağmen hala ayaktayız. Bundan önce Albino hastaları toplumdan tamamen dışlanmıştı. Toplumda yerleri yoktu. Ancak futbol takımı sayesinde insanlar hem Albino United'ı hem de albinonun nasıl bir şey olduğunu öğrenme şansı buldular. Bu proje gerçekten de yarar sağladı."
Dariusselam Albino Cemiyeti Başkanı Ernest Kimaya açıklıyor:
"İnsanlar bir albinonun uzuvlarına sahip olduklarında zengin olacaklarına inanıyorlar. Bu inanışı büyüceler de görebiliyor. Tabii böyle bir şeyin gerçekle yakından uzaktan bir ilgisi yok. Ancak insanlar inanıyorlar. Çünkü albino hastalarının hiçbir işe yaramadıklarını düşünüyorlar. Oysa bakış açıları tamamen yanlış."
Albino kalıtsal bir hastalık. Vücuttaki melanin eksikliği ten ve saç rengini etkiliyor. Bu genetik bozukluk siyahi Afrikalılar'da daha da belirgin bir hale geliyor. Ancak albino hastaları batıl inançlar ve önyargılarla mücadele etmek zorunda. Albino hastalarına "Beyaz Hayalet" denmesi bunun en belirgin örneği.
Ancak bir futbol takımı pek çok şeyi değiştirebilir. Albino United güneşin batışıyla birlikte antremana başlıyor. Kulübün kurucusu ve işadamı Oscacr Daniel Haule açıklıyor:
"Albino cinayetlerinden sonra bir takım kurmaya karar verdim. Bir futbol takımımız olursa cinayetleri destekleyenlere Albino hastalarının da herkes gibi insan olduğunu, hayvanlar gibi avlanıp öldürülmemeleri gerektiğini gösterebileceğimizi düşündüm. Bence mesajı yayma açısından çok etkili bir yöntem. Çünkü futbolu herkes sever."
Takımın renkleri mavi-beyaz. Ancak zaman zaman yeşil forma da giyiyorlar.
2008'de kurulan takım hem Haule hem de Albino Cemiyeti tarafından destekleniyor. Oyuncular da sahada oldukları süre içinde günlük sorunlardan uzaklaşma şansına sahip. Bir futbol takımında oynamak, aileleri tarafından utanç veya koruma amaçlı olarak gözlerden uzak tutulan çocuklar için bir kabul görme aracı olarak algılanabilir.
Takımın kaptanı John Mbwinie konuşuyor:
"Size bir albino hastası olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatayım. Hiçbir işe yaramayan değersiz varlıklar olarak görülüyoruz. En büyük sorun bu. Toplum bizi bir çöp tenekesi olarak görüyor. Ama böyle olmak bizim değil, Yüce Tanrı'nın takdiri."
Albino hastalarının en büyük düşmanlarından biri de güneş. Güneş ışınları cilt kanserine neden olabiliyor. Albinoların bir diğer sorunu ise göz bozukluğu.
Söz tekrar Haule'de:
"Antrenörlük yapmaya başladığımda insanlar bana gülmüştü. Bunun imkansız bir şey olduğuna ve albinoların futbol oynayamayacağına inanıyorlardı. Ama ben yılmadım ve devam ettim. Bu işi gönüllü olarak yapıyorum çünkü insanlara herkes gibi albinoların da futbol oynayabileceğini göstermek istiyorum."
Futbol oynamak gibi basit bir aktivite bile bu insanların yaşamında birçok şeyi değiştirebiliyor. Eğitim ve sosyal katılım olanaklarından yoksun kalan albinolar psikolojik sorunlar da yaşıyor. Ancak önyargıların zamanla yıkılmasıyla birlikte seslerini yavaş yavaş duyurmaya başlamışlar.
Takımın kaptanı Mbwinie devam ediyor:
"Takıma albinolara yönelik cinayetlerin başlamasından sonra katıldım. Daha önce de futbol oynamıştım ve oldukça iyi olduğumu söyleyebilirim. Övünmek gibi olmasın ama, epey yetenekliyim. Takıma katılarak cinayetleri destekleyenlere mesaj göndermek istedim. Albinoların, birleşerek önyargılara karşı hep beraber mücadele etmesi gerektiğine inanıyorum."
Futbol takımı Tanzanya'da albinoların yaşamlarını değiştirmeye yönelik atılan küçük ama olumlu bir adım. Parlamentoda albino hastası bir milletvekilinin göreve başlaması bu konuya toplumsal bakış açısının değişmesinde önemli rol oynayabilir. Albino United'ın bir süre önce 3. Lig'e yükselmesiyse seslerinin daha gür çıkmasını sağlayabilir.
Haule son sözlerini söylüyor:
"Bu projeye başladığımda başarılı olacağımıza inananlar yok denecek kadar azdı. Aradan bir buçuk sene geçmesine rağmen hala ayaktayız. Bundan önce Albino hastaları toplumdan tamamen dışlanmıştı. Toplumda yerleri yoktu. Ancak futbol takımı sayesinde insanlar hem Albino United'ı hem de albinonun nasıl bir şey olduğunu öğrenme şansı buldular. Bu proje gerçekten de yarar sağladı."
0 yorum:
Yorum Gönder