Futbol ; Faİr Play, Cesaret, Mücadele ve Zafer...

14 Ekim 2011 Cuma

Hiddink Başarısız Mı?


Hiddink yönetiminde Türk Milli Takımı bir değişim yaşıyor. Geldiği günden beri Hiddink'in de ağzından düşürmediği bir olay var. Türk futbolcularında müthiş bir iştah, mücadele gücü var fakat ben bunun yanına taktiksel organizasyon da katmak istiyorum diyor. Mustafa Denizli, Fatih Terim, Şenol Güneş taktik vermiyorlar mıydı? Veriyorlardı elbette. Fatih Terim motivatör, Hiddink taktisyen demek olayları kavramak açısından sığ bir görüş olabilir. Ama başarıya giden yolda Terim takımları güçlerini taktiksel organizasyonlardan ziyade abi-kardeş ilişkisi, saha içi mücadele, pres gibi olaylardan alıyordu. Yalnızca o değil milli takımın başına gelen çoğu hocanın da benzer sistemleri vardı. Hiddink de gelir gelmez bu var olan mücadele gücünün yanına taktik katmak istedi. Bu ikisini bir arada yaptı ya da yapamadı, oynanan oyuna bakarsak yapamadığını söyleyebiliriz, ama milli takım oyuncuları kısa sürede buna uyum gösteremedi. Hiddink'le ilgili eleştirilerin de çoğu bu yönde zaten. Oyuncuların yeteri kadar yardımlaşmadığı, hatta yıllarca en büyük kozumuz olan maçı son ana kadar yaşama gücümüzü kaybettiğimiz söylendi ki doğrudur.

Bana göre Hiddink dönemindeki milli takım başarısız değil. Ortada play-off'a kaldığımız gibi bir durum var ki hocaya başarısız demek bu noktada bana biraz acımasız bir yorum gibi geliyor. Ortada Letonya, Bosna Hersek gibi canlı ve yakın örnekler varken hem de. Grubumuzda Almanya gibi bir dev varken grup birinciliği hayali kurmak zaten hiç gerçekçi değildi. Hedefimiz en iyi ikinci olup doğrudan kupaya katılmaktı. Yapamadık. Vasat bir ikinci olarak play-off'a kaldık. Eğer bu eleştiriliyorsa, şöyle bir özet geçeyim ben: Almanya'ya iki maçta da yenildik ki kimseye neden Almanya'ya yenildin diye soramazsın zaten, iki maçtan çıkarılacak 1 puan bile sürpriz sayılacaktı. Kazakistan'ı her iki maçta yendik. Avusturya ve Belçika'yı evimizde yenip deplasmanda her ikisiyle de berabere kaldık. Azerbaycan'ı bir maçta yenip deplasmanda yenildik. Tek sürpriz Azerbaycan yenilgisi sanırım. Almanya deplasmanından 4 gün sonra Azerbaycan'da oynamış, maçın başından itibaren kontrolü elimizde tutmuş, 3-4 tane net pozisyon yakalamış, direk ve kalecilere takılmış, neticesinde kalemizde gördüğümüz nadir pozisyonlardan birinde golü yemiştik. Başarısız bir netice elbette ama grup maçlarında bunlar oluyor. Neyse; demek istediğim şey şu: Biz grup aşamasında kötü puanlar toplamadık. Azerbaycan yenilgisi bütün dengeleri bozdu, ama Hiddink gitmeli noktasına varan eleştirilerin tek nedeni bu eksik 3 puan olamaz. Ne eleştiriliyor? Oyunumuz. Başa dönelim o zaman.

Başta ne demiştik, Hiddink yönetiminde milli takım bir değişim yaşıyor. Oyuncuların taktik disiplinden kopmaması, aklıyla oynamaları, mücadelenin yanına strateji de koymak çabalanıyor. Sistem değişiyor yani. Sistem değişirken de böyle arızalar çıkacaktır. Organize olmak isterken çorba gibi bir takım olmamız Hiddink'in başarısızlığı değil uyum sürecidir. Tabii ortada şike mevzuuları yüzünden mental anlamda gerileyen futbolcular gerçeği de var. Bana göre eğer Hırvatistan'ı eleyip kupaya gidersek çok daha iyi bir takım seyredeceğiz.

Kötü oyunun sebepleri sadece bunlar değil elbette. Ben melek gibi bir Hiddink portresi çizmek istemiyorum. Onun da yanlışları vardı. Oyuncu tercihleri, ilk 11'ler ve oyuncu grubuna uymayan taktiksel şablonlar, ayrıca rakip analizleri ve oyun içi müdahalelerde yanlışlar yapması ya da geç yapması. Bunlar saf gerçekler. Mehmet Topuz, Necip Uysal, Olcan Adın, Serkan Balcı, Serdar Aziz, Tolga Zengin gibi isimler neden milli takımda yoklar? Kazım gibi futbolcu demeye bin şahit lazım gelen bir adam yerine Mevlüt'e neden şans verilmez? Bu gibi sorular benim kafamda mevcut. Ayrıca taktik dedik ama maçları taktik değil oyuncular kazanıyor. Nasıl motivasyonun yanına taktiksel strateji de koymak gerekliyse, tüm duyguları alınmış, yalnızca taktiğe bağımlı bir takımın da başarısız olması sürpriz değildir. Hiddink bence milli takıma iyi bir mentörlük yapamadı. Dengeyi sağlayamadı belki de. Başlarına iyi bir motivatör isteyen oyuncular da sinmiş olabilirler. Burda eleştirileri Oğuz Çetin'e de yöneltmek lazım ama uzatmayalım.

Ama Hiddink, Mehmet Ekici, Gökhan Töre gibi gurbetçilerden maksimum verim almayı başardı, hem günü kurtarmaya çalışırken hem de bir yandan takımın geleceğini kurdu. Şike yüzünden kötü günler yaşayan futbolumuzda ayakta durup play-off'a kalmamızı sağladı. Kötü oynadığımız maçlar oldu ama Fatih Terim de bu takıma Chelsea futbolu oynatmıyordu zaten. Biz kendimizi dev aynasında gördüğümüz için Hiddink'in takımından her maç %70 topa sahip olma, her maç 3-4 gol atma, Almanya'yı yenme gibi şeyler bekliyoruz. Biraz kendimizi bilsek, biraz yabancı komplekslerimizi üzerimizden atsak ortada vahim bir sonuç olmadığını göreceğiz. Ama dünya büyükse biz de büyüğüz (!) ya, Hiddink başarısız, kovun gitsin!

Twitter: http://twitter.com/zarifhareketler

8 Ekim 2011 Cumartesi

Futbol Aşkı


Yıl 1935; hangi ülke, hangi stad, hangi maç olduğu bilinmiyor ama abilerin beleştepe mantığı biraz değişik...

Ne Aramıştınız

''Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.''
Albert Camus.

Popüler Yazılar

Zİyaretçİler

Futbol Blog. Blogger tarafından desteklenmektedir.